Gönderi

Bir Pazar Sabahı Yürüyüşü
Güzel bir pazar sabahı hem yürüyüş yapmak hem de biraz güneşlenmek için sokağa çıktım. Yürüyüş yaparken iki adamın tartıştığını gördüm. ''Neden tartışıyorlar, niye tartışıyorlar sanane'' diye düşünmeden ''Hey! Ne yapıyorsunuz?'' diye olaya müdahale ettim. Adamlardan birisi iri kıyım, diğeri ufak tefek Ciguli gibi bir adamdı. Ben, Ciguli gibi olana benziyordum ama cesaret boyda değil yürektedir diyerek yiğitliğimi gösterdim. ''Ne yapıyorsunuz?'' dememle birlikte ''sen karışma lan'' dedi iri kıyım olan. Ciguli gibi olan ''karış lütfen'' der gibi gözlerimin içine baktı. İnsansın işte! Çekip gidemiyorsun. Ayrıca adam bana ''lan'' demişti. Kabalıktan hiç hoşlanmazdım. Ben bunları düşünürken iri kıyım adam, Ciguli'yi göğsünden sertçe itti. Adamın itişinden sonra Ciguli 3 metre öteye savruldu. Üç metre öteye savrulmasını fırsat bilen Ciguli, bu üç metrelik mesafenin avantajını kullanarak arkasını dönüp kaçtı. Adama göre hem kısa boylu hem de seri olduğunu düşündü ki böyle bir hareket yaptı. Takdir ettim kendisini. Keşke ben de adamın kafasını karıştırmak için diğer tarafa kaçsaydım. Adam, Ciguli'yi yakalamak için şöyle bir yeltendi ama bizim Ciguli aradaki farkı en az 20 metreye çıkarmıştı bile. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Şimdi sokağın ortasında öfkeli iri kıyım bir adamla başbaşa kalmıştım. Biraz önce bana ''lan'' dediği için ben de öfkeliydim ama benim öfkemden ne olurdu? Öfkem, korkum karşısında eriyip kaybolmuştu bile. Zaten öyle kolay kolay öfkelenen birisi değilim. Adam bana ''lan'' dese ne olacak ki? Çoğu yerde hitap sözcüğü olarak kullanılıyor. Belki de samimiyet ifadesi. ''Sen ne karışıyorsun lan'' diyerek üzerime doğru yürümeye başladı. Üzerime geldikçe daha da irileşiyordu. Tatsızlık çıkmasın diye ikinci kez kullandığı ''lan'' ifadesini duymazlıktan geldim. ''Karışırım lan'' desem hikayem farklı yönlere gidebilirdi. Sakinliğimi korudum. Bu tür durumlarda sakinliğimi hep korurum zaten. Ben diyeyim soğukkanlılık, siz deyin korkaklık. ''Birader sokak ortasında kavga mı edilir?'' dedim. Titreyen sesimi tanıyamamıştım. Bu esnada etrafta insanlar toplanmış ve sanki hafriyat izler gibi bizi izliyorlardı. Adam hafriyat alanındaki kepçe, bense kepçenin yerden alacağı kum gibiydim. İzleyenlerin bakışları arasında adam yanıma gelmişti bile. Üstelik kaçmaya zamanım kalmamıştı. Herkes birazdan bu büyük cüsseli adamın ayakları altında beni ezeceğini düşünüyordu. Onları yanıltmalıydım. Benim gibi bir yiğidin çıkıp ''Hey! Ne yapıyorsunuz?'' demesini bekledim ama gördüm ki etrafta benden başka yiğit yoktu. Adam beni yakamdan tutup kendisine doğru çekti. Yerden yükselince adamla aynı hizaya gelmiştik. Gözlerinin içindeki öfkeyi o an daha net görmüştüm. Artık yapacak bir şey yoktu. Adamla aynı hizada olunca o şişkin ablak suratı tam olarak karşıma geldi. Belki yumruk atmalıydım ama atacağım tokatın o ablak suratta şap diye bir ses çıkaracağını düşündüm. Olmadı, korkudan olacak ki elimde derman kalmamıştı. Attığım tokattan ''şap'' yerine ''şıp'' diye bir ses geldi. Tokatım, merkez bankasının dolara karşı müdahalesi gibiydi. Adam hiç etkilenmedi. Ardından ''şıp şıp'' diye iki tane daha yerleştirdim suratına. Güldü. Gülmesi biraz sonra atacağı dayaktan daha çok acıtmıştı canımı. Ardından bana okkalı bir tokat çıkarttı. Yumruk atsa daha kötü olurdu diyerek bu duruma da sevinmeyi ihmal etmedim o an için. Attığı tokat cılız yüzümde ''şap'' diye bir ses çıkardı. Demek ki marifet ablak suratta değil okka gibi eldeymiş. Yere düştüm. ''Düşünce nakavt olmazsın, ayağa kalkamazsan nakavat olursun'' dedi iç sesim. ''Hadi be oradan!'' diyerek iç sesime kulak vermedim. İnsan müşküle düşünce acayip fikirler bulurmuş, ben bulamadım. O an için kafamda bir plan kurdum. Yaptığım plan gayet basitti. İlk fırsatta elinden kurtulunca kaçacaktım. Mike Tyson'un ''Herkesin bir planı vardır, ta ki yüzüne yumruğu yiyene kadar.'' diye bir sözü var. Benim kaçma planım da adamın yüzüme attığı yumruk ile tutmadı. Kaçmaya çalışırken yediğim yumruğun etkisiyle tekrar yere düştüm. ''Düşene vurulmaz'' der gibi gözlerinin içine baktım. Anlamadı!
··
3.778 görüntüleme
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Devamı olmalı bu hikaye burada bitemez 🙏
Mustafa A. okurunun profil resmi
Evet biraz daha dayak yiyebilirdi adamcağız. Belki başka bir pazar yürüyüşünde artık.;)) Yorumun için teşekkür ederim.
11 öğeden 11 ile 11 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.