Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Büyük Atam !
Ahmet Seyrek ‘ in Evanjelizm kitabı; Evanjelizmin ortaya nasıl çıkıp geliştiğini, anacının ne olduğunu, misyonunun halen devam edip etmediğini, nerelerde hüküm sürdüğünü deliller göstererek açıklamaya çalışan, araştırma ve inceleme kitabıdır. Evanjelizm, kelime anlamı olarak; hristiyanlıkta kutsal kitaba yönelmektir. Bu terim farklı protestan gruplarını da tanımlamak için kullanılmamıştır. Çıkışı Protestanlar tarafından 17.yy.ın başlarında 3 kişinin önderliğinde ortaya atılmış, zamanla değişerek günümüzdeki son halini almıştır. Bu bağlamda Evanjelizm kavram olarak; incil öğretilerini yayma faaliyetleri veya bu faaliyetler üzerine teolojik düşünceler oluşturmaktır. Asıl amacı ise; incili yaymak ve bu uğurda misyonerlik faaliyetleri oluşturmaktır. Evanjelizm, Avrupa ‘da ortaya çıkan istikrarsızlık, kargaşalık, kıtlık ve de karışıklıktan kaçarak yeni keşfedilen kıta Amerika’ya göç etmek zorunda kalan Protestan ( çoğunlukla prütenler) aracılığıyla ortaya çıkmış, kalesini sağlam zeminler üzerine yaparak Amerika’da kendisine yaşam bulmuştur. Evanjelizmin ana vatanı Amerika birleşik devletleridir. Evanjelizm, Amerika’ya göç eden insanları bir arada tutup, çatı görevi görmüş, yeni bir inanç ve düşünce ortaya çıkarmış, dindeki hantal düşüncelere dinamiklik kazandırmıştır. Protestanlık adı üzerinde ‘ protesto’dan çıktığı için, sürekli değişim içinde olmak, bu inancın temelinde mevcuttur. Buradan hareketle Evanjelizm, örgütlenmesini ( yeni ve farklı farklı kiliselerle) büyütmüş, teşkilatlanmış, güçlenmiş, Amerika ‘nın ekonomik, jeopolitik ve de stratejik güçlenmesiyle, hristiyanlığın babası rolüne geçmiştir. Eski ve hantal inanç seviyesinde kalan katolikliğe büyük fark atmıştır. Evanjelizm, misyonerlik faaliyetleri, ekonomik güçler ve inanç sisteminin ön plandaki sözde aldatıcı güzelliği ile Amerika kıtası başta olmak üzere tüm dünyada yayılmış, güçlenmiş, arka temadaki düşüncelerini uygulayarak insanları sömürerek kölelik düzenini kurmuştur. Amaç daha çok sermayeye sahip olmak, daha çok güç elde etmek, daha çok insanları yoksul bırakarak kendilerine bağımlı hale getirmektir. Buradan liberal görünen pencere ile dünyayı kapitalizmin kucağına teslim etmişlerdir. Baş aktörler ise başat Amerika ile yandaşı Avrupa’dadır. Dünya milletlerini kendilerinden aşağı görerek, dünyayı yönetmeyi kendilerinde hak olarak görmektedir sayın Amerika ile Avrupa. Bu bağlamda; üstün ırk olduğuna inanan siyonist yahudiler ile misyoner hristiyanlığın kutsal kardeşliği ve ortaklığı başlamış; kafalarında oluşturdukları zehirli ve saçma planlarını gerçekleştirmek adına, ölümcül ve insanlığın yüz karası olacak adımları, vicdanları sızlamadan atmakta tereddüt etmemişlerdir. Ortak düşman olarak islamı görmüşler, bu uğurda islamı küçük düşürmek, karalamak, iftira atmak ve de terör olayları ile, bu dini dünyaya her zaman kötü göstermekten çekinmemişlerdir. Çünkü ikisinin de ortak hedefleri vardır: Siyonist yahudilerin kutsal toprakları ele geçirip, müslüman vatandaşları o coğrafyadan çıkarmak, kendilerine vadedilen devleti kurarak dünya egemenliğine hakim olmak; Misyoner hristiyanlık ise; yahudilerin bu hareketi ile dünyada kıyametin olmasına zemin hazırlayacağı ve tanrının mecburen kıyameti başlatacağı; isa mesihi 2’nci kez dünyaya göndererek, bu işi bitireceğidir. İsa mesih kendine inananları cennette oluşturan yere yerleştirecek, diğer halklar ve kendisine inanmayanlar ise yok olacaktır. İşte yahudi ve hristiyan inancının ana temeli budur. Kardeşliğin ve işbirliğinin anası budur. Bunun böyle olamayacağını zaman göstermiş, Sahte olan her şeyi gün yüzüne çıkarmakta asla yorulmamış, hakkın ve adaletin er ya da geç teselli edeceğini kanıtlamış ve de kanıtlamaya da devam etmiştir. Günümüzde artık gücün; yüksek teknoloji, bilişim, enformasyon olduğu görülmüş, bu güçleri elinde bulunduran ülkeler, diğerlerine her türlü isteğini yaptırma ayrıcalığına sahip olmuş, gelecekte de olmaya devam edecektir. Biz Türkler ve müslümanlar olarak; bu gücü elimize geçirmeli, kendi istediklerimizi ( ideoloji, inanç, görüş, düşünce, vs.) diğer toplumlara kabul ettirmeliyiz. Friedrh Nietzche ‘nin dediği gibi: “ dünyada her şey güç istencidir”. Bu kitap; bizlere karşıdaki düşmanı ve yapabileceği ölümcül tehlikeleri göstermiş, uyarmış ve de almamız gereken tedbirleri bir kere daha hatırlatmıştır. Dövünerek, ağlayarak, sızlanarak, acındırarak, beddua ederek bir yerlere varamayız. Yapmamız gerekenler bellidir: Yüksek teknolojiye sahip olmak, daha çok üretmek, daha çok çalışmak, zulumsuz şeylere zaman harcamamak, efektif düşünce yapısına sahip olmak, ekonomik yönden süper güç olmaktır. O zaman bak göreceğiz ki: Diğer toplumlar bizi çekemeyip, hakkımızda konuşacaklar. Konuşan değil, konuşulan ve imrenilen bir ülke olalım. Kitabın araştırma ve inceleme kategorinde olması nedeniyle beğendim. Zihin açıcı olmasının yanında, bağlı olduğum toplumun bir ferdi olarak; üzerime düşen görevlerimin bir kere daha bilincine vararak, çevremdeki insanlara da örnek olacak davranışları hatırlamış oldum. Dinimiz, düşüncelerimiz, ülkümüz yok olursa; bizler de, nihayetinde toplumda yok olacaktır. Büyük Ata’mızın da “ bizim tek bir şeye ihtiyacımız var, o da çalışmak olmak“ dediği gibi. Yılmadan, usanmadan. Toplum olarak Ebediyen yaşamak ümidiyle; Siz sevgili olurlara tavsiye ediyorum. Sevgi ve saygılarımla.
Evanjelizm
EvanjelizmAhmet Seyrek · Siyah Beyaz · 20187 okunma
·
336 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.