Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
8/10 puan verdi
·
36 günde okudu
Kundalini ve Psikoloji mi? Bunların birbirleriyle ne alakası var? dediğinizi duyar gibiyim. O halde açıklamaya çalışalım. Öncelikle Jung gibi bir bilim adamının nasıl olup da doğu mistizmine yöneldiğini açıklamalıyım. Ayrıntıları şu incelememde anlatmıştım: #23781247 Kısaca değinmek gerekirse; her şey Jung'un klinik çalışmaları yani hastaları tedavi etme sekanslarında ortaya çıkmıştı. Bazı hastaların rüyalarında daha önce görmedikleri doğu mitlerine ait simgeler görmesi, bazılarının matralar duyması, kimilerinin de bilmeden mandala çizmesi Jung'un doğu mistizmine merak salmasına sebep oldu. Bu noktada Jung'un bildiği bir şeyi psikanalize uyarladığının sanılmaması gerekiyor. Çünkü Jung'un klinik çalışmalarında denk geldiği mistizm, ona tesadüf edene kadar hiç bilmediği bir şeydi. Mistizm hakkında hiç bir bilgisi yoktu. Ayrıca yapısı buna uygun da değildi. Zaten genel olarak batı insanının içsel öğretilere genel bir kabiliyeti yoktur. Olduğunu zannedenler de bir gölden bir damla su içip de gölü içtiğini zanneden bir serçenin misalidir. Yine de Jung, bu konuda çok eser okumuş, bizzat Hindistan'a giderek yerinde incelemeler yapmıştır. Bu arayışının sonucunda farkında olmasa da Budizm'in modern bir yorumunu yapmış, hem de bunu insan psikolojisini anlamada kullanmıştır. Eserin ana tutanağı, isminden de anlaşılacağı üzere kundalini'dir. Nedir kundalini? Bir yılandır. Ama alalade bir yılan değildir o. Doğu mitinde, insanın kuyruk sokumunun olduğu bölgede yattığına inanılan, çöreklenmiş bir varlıktır. Doğu mistizminde amaç, kundalininin uyandırılıp kuyruk sokumu boyunca şakraların yolunu izleyip yükselmesidir. Aşağı yukarı şöyle bir şey: seyler.ekstat.com/img/max/800/F/F... Zaten yılan motifi mitsel alanın demirbaşları arasındadır. Hz. Ademle Havva'yı kandıran ilk düşman olarak gözüktüğünden beri rüyaların ve mitolojinin vazgeçilmezleri arasındadadır. Budizm'in simgesi olan daire (sonsuzluk) işareti de aslen kuyruğunu yakalayan bir yılandan gayrisi değildir: intonews.news/42498-1-large_d... Değişik rüyaları analiz eden Jung, bazı insanların rüyalarında kendi bedenlerinde çöreklenmiş bir yılan gördüklerini, zamanla bilinçaltı aktarımı ile bu yılanın beyne doğru ilerlediğinin görüldüğünü tecrübe etmişti. Hasta analizlerinde kundalinin canlanmasına sebep olan şeyin ne olduğu üzerine uzunca düşündükten sonra, cevabın tantra yoga'da olduğuna hükmetti. Kundalini'nin uyanması için, daha doğrusu dirilmesi için bir itkiye yani, kaosa ihtiyacı vardı. Jung'a göre bu kaos, günümüz dünyasında nevroz olarak bilinen şeydi. Kundalini'yi dirilten oydu ve bu sebeple kötü olamazdı. Bu sebeple nevrozu bir sebep olarak değil de bir uyarıcı olarak görmüştür. Bilinçaltının bir uyarısı... Sempatik sinir siteminde problem olan insanlara bilinçaltları bunu bir yılan figürü ile işaret etmekteydi. -İnsanın omuriliği de, kuyruk sokumundan omurilik soğanına kadar bir yılanı andırmaktadır.- İnsanın manevi doğumu ve gerçek bir insan olabilmesi için gerekli bir aşamaydı bu. Bu sebeple Jung, depresyon ve anksiyeteye bir hastalıktan ziyade insanın kendisini inşa etmesi için gerekli bir aşama olarak bakmıştır. Kundalini artık uyanmıştır ve onu analizle yönlendirmek gerekmektedir... Jung'u etkileyen bir diğer unsur da ying&yang'dır. İlk felsefeden bu güne değin kainatta karşıtlıkların bir dengesi olduğu fikri gizli ve açık olarak işlenmektedir. Kozmoz ve kaos, iyi ve kötü, fakir ile zengin, erdem ile cehalet, madde ile yokluk, ateş ile su... Hep bir zıt ilişkiler sentezi söz konusudur. Jung'un araştırmalarında ortaya çıkan zıtlık ilişkisi ise cinsiyet olarak kendisini göstermişti. Erkek ve kadın çifti ona göre en önemli ying-yang'dı. Jung için insanın ömrü boyunca dengeye koymaya çalıştığı psişesi, kişinin içerisinde barındırdığı feminen ve maskülen ruhların çatışmasından ibaretti. Daha sonra bunu bilimsel jargona da uyarlayarak anima ve animus kavramlarını (arketiplerini de) da türetmiştir. Konu oldukça uzun olduğu için, kısa açıklamalarla konuya değinmeyi tercih ettim. Uzun uzadıya ve tahminen daha anlaşılır bir inceleme oldukça uzun kaçacaktır. Eser hakkında ana hatlar bu minvaldedir. Kitaba dönersek, Jung'un konu hakkıda ki görüşlerine sadece kundalini ve tantra yoga açısından ele almıştır. Kitap, Jung'un bu konu hakkında ki konferanslarının derlenmesidir. Jung'un oturup yazdığı bir metin değildir. Yazarın Doğu metinlerine psikolojik yaklaşım isimli eserinin okunmasından sonra bu eserin okunması anlaşılabilirlik ölçüsünü artıracaktır diye düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Kundalini Yoga Psikolojisi
Kundalini Yoga PsikolojisiCarl Gustav Jung · Pinhan Yayıncılık · 202130 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.464 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Muhteşem bir tahlil olmuş Mitra, bütün ayrıntılarıyla, daha da uzasın istedim👌İşte biz buna duruma hakim bir yorum diyoruz :) Tevafuk bugün elimdeki eserde küçük bir yerde 'Klesa' dan, çakralardan, bilinç tiplerinden söz etmişti. Şu örnek çok çarpıcıydı ; Kundali­ni'nin aniden yükselip tıslamasını yıldırıma benzetmişti. Karanlık bir bulutun içine çöreklenmiş bir yıldırım, Yang vuruşuyla bulut açılır, o kasvetten ve karanlıktan eser kalmaz, adeta bereket yağar demeye getirmişti :)
Gökhan okurunun profil resmi
Valla teşekkürler. Baya uzatacaktım, kısa kestim. Zaten yazımdan anlaşılıyordur. Şanti :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.