Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

344 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir Şairin Rüyası, Her Zaman Yarım
Ut pictura poesis kavramı, şiir ve resim arasında kurulan bir benzerlik ilişkisine işaret eder ve kökleri Keoslu Simenides, Plutarkhos ve Horatius’a kadar geriye götürülebilir. Ekfrasis ise, en dar anlamıyla, bir görsel sanatın sözlü veya yazılı olarak tasvir edilmesine dayanmaktadır. Amacı bir görsel sanatı açık, anlaşılır ve canlı bir biçimde, söz veya yazı yoluyla retorik bir biçimde tasvir ederek dinleyiciye veya okuyucuya hissettirmektir. Ut pictura poesis ve ekfrasis kavramları arasındaki yakın ilişki her ne kadar antik dönemlere (Antik Yunan ve Roma dönemlerine) kadar uzansa da, her iki kavramın tekrar canlanması Rönesans’ın rasyonalizmden sonraki romantizm dönemine denk gelmektedir. “Geçmişe özlem” veya “kültüre yöneliş” düsturuyla antikiteye yönelen Rönesans, her iki kavramı da tekrar canlandırmıştır. Ut pictura poesis, yani, şiir konuşan resimdir ve resim de sessiz şiirdir görüşü, görsel sanatların (soyut veya somut olabilir) betimleyici bir üslupla tasvir edilmesinin önünü açmıştır denebilir. İlk bütünlükçü mitoloji eserlerinin yazarları olarak düşünülen Homeros ve Hesiodos, sözlü anlatım yoluyla o döneme süregelerek intikal eden mitleri bir bütün halinde bir sanat yapıtı haline getirmiştir. Odysseia eserindeki maceraların bir kısmı ve örneğin İlyada eserindeki karakter Akhilleus’un savunma ve saldırı ekipmanları iyi bir ekfrasis örneğidir. Çünkü okuyucu her ne kadar o ekipmanları görmese de, hatta o ekipmanlar soyut bir kurgudan ibaret olsa da okuyucunun tasvirleri okurken zihninde canlanan imge (örneğin kalkan imgesi) canlı, açık, anlaşılır ve coşkulu bir imgedir. Bir başka örnek olarak Platon ve onun hocası Sokrates verilebilir. Phaidros diyaloğunda Sokrates’in ağzından konuşan Platon, yazı ve görsel (yazar ve ressam) arasında yakın bir ilişki kurmaktadır. Platon her ne kadar sanatı hiyerarşide alt bir konumda görse de, özellikle Sokrates’in etkisi altında olduğu ilk dönem eserlerinin hepsinde (örneğin Phaidon eserinde de) ekfrasis yöntemine başvurmuştur. Gençliğinde sanat eserleri alanında aldığı ödüller de düşünülünce Platon’un sanata her ne kadar düşman bir duruşu olsa da, onun sanattan tamamen kopmaması, ekfrasis yöntemine sıklıkla başvurması ve iyi bir tasvirle işin içinden çıkması şaşırtıcı değildir. Görselin dile gelmesi veya resim-betim olarak da tercime edilen ekfrasisin Orta Çağ Batı dünyasındaki işlevi, iyi ve güzele yöneltmektir. Amaç ekfrasis yoluyla bilgi ve din açısından “fakir” olanların fakirliklerini gidermektir. Bu vesileyle kutsal kitap görsele aktarılarak veya kutsal kitaptaki hadiseler görsel yolla tekrar yorumlanarak kamunun huzuruna çıkartılır. Aynı Çağ’da İslam dünyasında ise ekfrastik ögelere pek sık rastlanmaz, çünkü din ve din üzerine oluşturulmuş kültür içerisinde resmetmek alenen yasaklanmıştır. Bu yasağın pek olumsuz yönleri olsa da, iyi yönü de yok değildir. Örneğin bu vesileyle (tıpkı sofistler hakkında bilgilerimizin önemli kaynaklarından birinin Platon olması gibi) İslam dünyasında da hat sanatı gelişmiştir ve aslında hat sanatında da, her ne kadar yasak olsa da, bazı ekfrastik ögelere (genellikle hayvan figürleri üzerinden) rastlanır. Müzelerin ekfrasis üzerindeki etkileri en kuvvetli biçimde yine romantizm havaları esen rönesans dönemine denk gelmektedir. Akıl yerine duyguları ön plana alan romantizm döneminde müzelerin sayıları aritmetik bir biçimde artmıştır ve bu sayede dönem şairleri o zamansız yapıtlarla bir ilişki havasına girmişlerdir. Ekfrasis sanatının iyi ve yetkin bir örneği olarak John Keats’in (John Keats güzelin şairi olarak da bilinir) “Yunan Vazosuna Övgü” şiiri gösterilebilir. Bir başka örnek 19. Yüzyıldan verilebilir. Ressam Turner’in çalışmaları şair John Ruskin’in radarına girmiştir ve Ruskin, Turner’in ortaya çıkardığı sanat yapıtı üzerine ekfrasis pasajlar yazmıştır. Esasında 19. Yüzyıl Avrupa’sında, Uzak Doğu sanatına yönelim görülmektedir. Çin ve Japon sanatındaki resim-yazı birlikteliği ve halk şiiri olarak da bilinen haiku şiirlerin ana teması hep bir betimleme ve tasvir üzerine kuruludur. Bu betimlemeler yer yer doğa, yer yer soyut bir betimleme, yer yer müzeden bir eser olabilir. Esas olan o canlılığı, açık ve anlaşılır bir biçimde hissettirmektir. Resim mi daha önem arz eder yoksa şiir mi tartışmaları (zannımca beyhude bir çabadır) Batı dünyasında yüzyıllardır süregelmektedir. Bu tartışmanın taraflarından birkaçına örnek vermek gerekirse, Da Vinci önceliği resme vermektedir. Ona göre resim doğanın eserlerini temsil ederken, şiir ancak insanın eserlerini temsil etmektedir. Bu çıkarımın çıkış noktasını Da Vinci’nin “göze” verdiği önemde buluruz. Onun için göz, insan bedeninin en önemli organıdır ve göze hitap eden resim elbette ki şiirden üstün olmalıdır. Lessing ise resim ve şiirin iki ayrı fakülte olduğunu, bu nedenle tartışmaların sonuçsuz ve beyhude kalacağını söyler: Resim ve şiir birbirinden ayrıdır ve birbirleriyle kıyaslanamazlar, ancak aralarında bir ilişki olabilir; düşmanca olmayan. Ekfrasis yöntemine başvuranalar yalnızca romantikler değildir: dadaistler, fütüristler ve hatta sürrealistler de aynı yönteme sıklıkla başvurmuşlardır. Türk edebiyatında ise özellikle İkinci Yeni akımı şiir geleneğinde ekfrastik ögelere bolca rastlanır. İlhan Berk, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever ve Turgut Uyar gibi şairlerin ilgi alanları arasında görsel sanatlar büyük bir yer kaplamaktadır. Bu nedenle yapıtlarında ilgi alanları olan görsel sanatları ister istemez kullanmışlardır. Aykırı, farklı, itaatsiz şiirin neden sadece şiirde kalmadığı, toplumun bir yaşama biçimini neden topyekun değiştirdiği belki de burada gizlidir. Kullandıkları dil, uğraştıkları farklı sanat dallarından doğan bir üretim olarak gün yüzüne çıkmıştır ve bu nedenle mevzubahis şiirler okuyucularını diğer sanatlara (ve dolayısıyla politikaya, ekonomiye ve yeni bir yaşama biçimine) ister istemez yönlendirir.
Sonsuzluğun Yüzleri İkinci Yeni Şiirinde Görsel Sanatlar
Sonsuzluğun Yüzleri İkinci Yeni Şiirinde Görsel SanatlarTurgay Anar · Ketebe Yayınları · 20197 okunma
·
249 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.