Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

166 syf.
8/10 puan verdi
Sunay Akın’ın ilk okuduğum kitabı:)… Birkaç ay önce haberlerde İstanbul Oyuncak Müzesinin tanıtımını izlerken Sunay Akın’ın ‘’Oyuncakları çocuklarının hayalleri çoğalsın diye değil de oyalansın diye alan anne babalara..’’ diye başlayan cümlesi ile ilk defa tanıdım yazarı. Açıkçası bir şair tarafınca açılan bir oyuncak müzesi fazlasıyla ilgimi çekti. Tabii kitaplarını okumadan gitmek istemedim müzeye. Çocukların küçücük dünyalarına bu kadar değer veren birinin elbette hayvansever olması kaçınılmazdı ki kitabı okurken hiç de şaşırmadım. İstanbul’da Bir Zürafa kitabında her kısmı ayrı bir hayvan ekseninde birleştirilmiş farklı hikaye ve denemelerden oluşuyor. Zürafa, geyik, denizatı, fok, aslan, leylek, deve, pelikan, papağan…Bu hayvanlarla ilgili bazı biyolojık bilgiler dışında tarihi, coğrafi, edebi bir çok bilgİ. Şiirler, şairler....Yazarlar, ressamlar…İdeolojık tenkitler…. Hüzün...İsyan.. Vefa…Aşk…Özlem…Her şey.. Ve hepsi de kendine has elit bir tarzla işlenmiş. Kitap öylesine bilgi dolu ki bilgi katmayan tek paragraf yok diyebilirim. Hatta kitabı okurken ilk baktığım ve merak ettiğim yazarın yaşı oldu, çünkü bu kadar bilgi için ne kadar dolu yaşansa da –araştırmacı yazar da olsa- seneler gerekli diye düşünürken yaşını görünce gerçekten çok şaşırdım. Konuların farklılığı da okuyucuyu sıkmıyor. Bilmediğim o kadar çok şey okudum ki. Mesela; bir zamanlar Kız Kulesi'ni Sunay AKIN’ın Şiir Cumhuriyeti ilan ettiğini ve şiir akşamları düzenlediğini, Che Guevara’nın bir zamanlar tıp öğrencisi olduğunu, Sezai Karakoç’un aynı zamanda yarışlara katılan bir at jokeyi olduğunu , Orhan Veli’nin şüpheli görünen ölümü üzerine yapılan otopsi öncesi elbisesinden çıkan şiiri, Cemal Süreya’nın hastanede yatan eşine her ayrı gün için gönderdiği mektupları… gibi. Eleştirmek değil belki de ama kitabın zorlandığım kısmı şu ki; paragraftan paragrafa, farklı konulara geçişi çok ani olduğu için muhtemel anlayamadığımdan aynı cümleleri tekrar tekrar okudum. Yani kalabalık ortamda yoğun vakitlerde okunmamalı bence. Gerçi sakin ve sessiz ortam ve zamanda da denedim. Ancak sayfaları tekrar okumadan tam oturtamadım çünkü çok yoğun bilgi paylaşımı var ne kadar edebi bilgilerle süslense de. Son olarak dikkatimi çeken ise, kendi siması ve kalemi gibi yumuşacık huzurlu kelimelerle ilerlerken, ideolojik eleştirilerine geldiğinde beklenmedik şekilde kelimelerin sertleşmesi ve görünmez bir kapının aniden kapandığı hissini vermesi ….. Veee.. AY HIRSIZI kitabına başlıyorum:)...
İstanbul'da Bir Zürafa
İstanbul'da Bir ZürafaSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20161,489 okunma
··
366 görüntüleme
RT okurunun profil resmi
Bilgilendirici bir inceleme yazısı olmuş, kaleminize sağlık. İncelemenizdeki son paragraflarınızda konu geçişlerinin ani olduğundan bahsetmişsiniz. Sunay Akın'ın konuşma üslubu da bende aynı etkiyi bırakıyor. Geçişler ani ve kimi zaman yumuşak kimi zaman sert. Demek ki bunu, bu kitaba yansıtmış. İncelemenizi okuduktan sonra kitabı merak etmeye başladım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.