Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

205 syf.
10/10 puan verdi
Kişisel bir kırgınlıktan doğan ideolojik ayrışma
Kitap, Kazım Karabekir’in Kurtuluş Savaşı’na ilişkin yazdığı İstiklal Savaşımızın Esasları başta olmak üzere çeşitli anlatılarından Uğur Mumcu’nun yaptığı bir derleme ve değerlendirme. Kazım Karabekir’in anlattıklarına bakılırsa saltanatın kaldırılması, halifeliğin ayrılarak Osmanoğullarında bırakılması, Lozan Barışının ardından Cumhuriyet’in kurulması tamamen Karabekir’in yönlendirmeleri sonucunda yapılmış. Yine Karabekir’e göre, Atatürk önce Milli Mücadele fikrini benimsemeyip Anadolu’ya geçmek istememiş, ardından 1920’de Meclis Başkanı olarak savaş ve direniş yolunu bırakıp Cumhuriyet ilan ederek diktatör olmak istemiş, bu arada Bolşevizm’i de kabuk edecekmiş. Savaşın kazanılabileceğine inancı yokmuş. Ben, Sakarya’yı, Büyük Taarruz’u planlamış, yönetmiş bir komutana, lidere yöneltilen bu sözleri çok haksız, kinci buluyorum. Karabekir Atatürk’ün diktatör ve Bolşevik olmasını kendisinin engellediğini, ardından onun halife ve sultan olmak istediğini yazıyor. Bunu da kendisinin engellediğini söylüyor Karabekir. Ancak 1924’te güç elindeyken, halife de sınır dışı edilmişken neden Gazi’nin halifeliğini ilan etmediğini açıklamıyor bu söyledikleri. Anlatıların tümünde Karabekir’in yapılan şeylerden doğru olanları kendisine, yanlış olanları da Gazi’ye mal ettiğini görüyoruz. Belgelere dayanansa, Karabekir Paşa’nın daha Temsil Heyeti yürütmedeyken heyetin Erzurum’dan daha Batı’ya geçmesini, Sivas’a veya Ankara’ya geçmesini istemediği ve halifelik konusunda hilafetin saltanattan ayrılarak Osmanoğlu soyundan ayrılmasını istemediği. Bu noktada Karabekir’i örneğin bir Rauf Orbay’dan ayırmalıyız. Rauf Orbay, Osmanlı’ya her şeye rağmen bağlı bir insandı. Karabekir ise özgürlükçü, düşünce dünyasında ilerici bir insan. Karabekir anlatısında Atatürk’ü kolayca yönlendirilen, sürekli fikri değişen, tutarsız birisi gibi göstermiş. Oysa 1923’te verdiği raporda dincilere güç verilmesini eleştiren Karabekir’in 1924’te kurduğu partide ‘ Dini İnançlara Saygılıyız’ ilkesinin geçmesi de, 1924 Türkiye’sini düşünürsek, çok tutarlı değil bence. Kitabın üçüncü bölümünde, 1933 yılında toplatılan İstiklal Savaşımızın Esasları’nı inceleyen Atatürk’ün hazırladığı 9 sayfalık cevaplardan bahsediliyor, bu cevaplar, kitabın sonuna da eklenmiş. Doğrusu ilk okuduğumda bu cevaplar bana ağır gelmişti, ancak Karabekir’in yazdıklarını okuyunca Gazi’ye hak vermemek gelmedi elimden. Yazılanlar gerçekten incitici, alçaltıcı, hakkaniyetsiz şeyler. Uğur Mumcu’nun yirminci bölümde harika bir şekilde özetlediği üzere, bence de Gazi ile Karabekir arasında ideolojik ayrılıklardan ziyade izlenecek yol konusunda farklılıklar var. Yoksa ikisi de ilerici, devrimlerin gerekliliğinin farkındalar. Atatürk bir devrimci, tepeden inme şekilde bu devrimlerin yapılması gerektiğine inanmış. Karabekir ise evrimci bir görüşle, toplumun eğitilip devrimlerin benimsenmesi yoluna gidilmesini daha doğru bulmuş. Uğur Mumcu’nun harika çıkarımlarını burada tekrar etmeyeceğim. Bence ayrışma daha çok kişisel sebeplerden doğmuş. Karabekir sürekli Milli Mücadele’ye beraber başladıklarını ancak Atatürk’ün gücü eline alınca tek adam olduğunu, kendisini saf dışı bıraktığını, pek çok gelişmeden, Cumhuriyet’in kuruluşundan dahi haberdar edilmediğini anlatıyor. Hizmetlerinin karşılığının verilmediğini, hak ettiklerin elinden alındığını düşünerek, küskünlükle, belki öfkeyle yazmış bunları. Nasıl ki Nutuk 1923’te yazılsaydı Karabekir ve diğer muhalif paşalar hakkında sert ifadeler kullanılmayacağını kabul ediyorsak, bu anlatıların da 1933’de, her şeyi elinden alınmış, evi basılan, sürekli polis denetiminde yaşayan küskün bir insan tarafından yazılan, öznel ve çok taraflı metinler olduğunu kabul etmeliyiz. Atatürk’ün Nutuk’ta kullandığı “ Ulusal savaşa birlikte başlayan yolculardan kimileri, ulusal yaşamın bugünkü cumhuriyete uzanan gelişmelerinde, kendi düşünce ve ruh yapılarının kavrama sınırı bittikçe bana direnmeye ve karşı çıkmaya başladılar” cümlesi, bu yol ayrımını da çok net izah ediyor aslında.
Kazım Karabekir Anlatıyor
Kazım Karabekir AnlatıyorUğur Mumcu · UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı · 1999528 okunma
·
199 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.