Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Rasûlullah Tebük’te sabahleyin bir hurma ağacına dayanarak hutbe îrâd eylediler. Allâh’a hamd ü senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdular: "İnsanların hayırlısı, atının veya devesinin sırtında, ya da iki ayağının üzerinde (piyâde olarak) ölünceye kadar Allah yolunda cihâd eden (Allâh’ın dînini hidâyet bekleyenlere tebliğ eden)dir! İnsanların kötüsü de Allâh’ın Kitâbı'nı okuyup ondan hiç faydalanmayan fâsık ve cür'etkâr kimsedir. İyi biliniz ki, sözlerin en doğrusu, Allâh’ın Kitâbı’dır! Yapışılacak en sağlam kulp, takvâdır! Dinlerin hayırlısı, İbrahim 'ın dîni (İslâm)dır! Sünnetlerin hayırlısı, Muhammed'in sünnetleridir! Sözlerin şereflisi, zikrullâhtır. Kıssaların güzeli, Kur'ân(da olanlar)dır.(325) Amellerin hayırlısı, Allâh’ın yapıilmasını istediği farzlardır. Amellerin kötüsü, bid'atlerdir. En güzel yol ve gidişât, Peygamber'in yolu ve gi- dişâtıdır. Olümlerin şereflisi, şehitliktir. Körlüğün en kötüsü, doğru yolu bulduktan sonra ondan sapmaktır. Az olup yeten şey, çok olup meşgûl ederek Allâh'a tâatten alıkoyan şeyden hayırlıdır. Özür dilemenin kötüsü, ölüm gelip çattığı andakidir. Pişmanlığın kötüsü, kıyâmet günündekidir. İnsanların hayırsızı, Cuma (namazı)na en son gelen ve Allâh'ı kötü bir dille anandır. Yanlışları en çok olan, dili çok yalan söyleyendir. Zenginliğin hayırlısı, gönül zenginliğidir. Azıkların hayırlısı, takvâ azığıdır. Hikmetin başı, Allah korkusudur. Hikmetsiz (söz ve) şiir, İblis'in işlerindendir. Hamr (içki), günahların her çeşidini bir araya toplayandır. (Fâsık) kadınlar, şeytanın tuzaklarıdır. (Terbiye olmamış) gençlik, delilikten bir bölümdür. Ribâ (fâiz) kazançların en kötüsüdür. Yemenin en kötüsü, yetim malı yemektir. Mesûd kişi, kendinden başkasının hâlinden ibret alandır. Her biriniz, dört arşın yere (kabre) varır. Amellerin muhâsebesi ise âhirete kalır. Amellerde esas olan neticeleridir. Düşüncelerin kötüsü, yalan-yanlış düşüncelerdir. Mü’mine sövmek, günahkârlıktır. Mü'mini öldürmek küfürdür. Mü'minin etini yemek (gıybetini yapmak) Allâh’ın buyruklarına karşı gelmektir. Yalan yere Allah üzerine yemin eden kişi, yalanlanır. Af taleb eden kişi, Allah tarafından affolunur. Kim öfkesini yenerse, Allah onu mükâfatlandırır. Uğradığı ziyâna katlanan kişiye, Allah karşılıgini verir. Allah, zorluklara katlanan kimsenin ecrini kat kat artırır. Allâh'a isyân eden kişiyi, Allah azâba dûçâr eder! Ey Allâh’ım! Beni ve ümmetimi mağfiret eyle! Ey Allâh'ım! Beni ve ümmetimi mağfiret eyle! Ey Allâh'ım! Beni ve ümmetimi mağfiret eyle! Kendim ve sizin için, Allah’tan mağfiret taleb ederim!" (Vâkıdi, II. 1016-1017; Ahmed, III, 37: İbn-i Kesîr, el-Bidâye, V, 13-14) 421 _ 325. Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birinden fazlası kıssalardan oluşmaktadır. Cenâb-ı Hak, Kur'ân kıssalarının ehemmiyetini bildirerek onlarda beyân edilen hakîkatleri tefekkür etmemizi, gerekli ibretleri almamızı ve bunları kendi hâlimizle mîzân etmemizi emretmektedir. Âyet-i kerîmelerde buyrulur: "(Rasûlüm!) Biz, bu Kur'ân'ı vahyetmekle Sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz... (Yüsuf, 3) "...Kıssayı anlat; belki düşünürler." (el-A'râf, 176) "Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali verdik." (ez-Zümer, 27) | Osman Nûri Topbaş, Nebiler Silsilesi 2, Erkam Yayınları, İstanbul-2019, s.420-421
Sayfa 420 - Erkam Yayınları, İstanbul-2019Kitabı okudu
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.