Gönderi

446 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
1920 yılının Berlin'ine bir yolculuğa çıkıyoruz. Trende karşımıza çıkan üç çocuklu dul bir kadın var. Dış pencereden bakan kadına takılıyor bakışlarımız, bitik ve yorgun lakin kafasının içinde düşüncelerle savaş verdiği aşikâr... Üstleri başları pekte bu yeni şehire uygun değil, fakirliği her parçasında gözlemlemek mümkün. Büyük şehir büyük umutlar diyerek bizlerde kadının büyük oğulu 15'lik Karl ile hikayelerine dahil oluyoruz. Girişi fakirlik gelişmeyi yükseliş ve sonucuysa kriz olarak adlandırırken bu 3 bölüm bir ailenin yokluktan zenginliğine sonuçlarını adım adım okuyoruz. Sadece o da değil, Karl sayesinde o dönem ülke ekonomisinin büyük krizde nasıl sarsıldığını gözlemleme şansınada erişiyoruz. Yazar, büyük şehirde açlığı geçersek hava almanın bile para olduğunu acı acı yansıtmış iken her karakteri birbirinden apayrı duygularla özleştirmiş. Karl'ın fakirlikten aileyi feraha (sınıf atlatmakta diyebiliriz) çıkartması nefes almalarını sağlasa bile kriz sürecinde yine ve hatta daha da kötüsüyle yüzleşme süreçleri başlaması bu döngünün hayatın hiçbir noktasında bitmeyeceğini en gerçekçi şekilde aktarıyor. Karl'ın sayesinde tanıştığımız Paul'un kitap boyu kulaklağımıza fısıldadığı gibi "acımak yok" nidası aslen bütün hikayeyi açıklıyor. Bu dünyada sana kimsenin acıması yok! Alman Edebiyatında modernizmin temsilcilerinden biri olan Döblin'in en ünlü eseri Berlin Alexander Meydanı kitabını okumalarıma dahil edeceğim. Zira yazar öyle sade ve abartısız duygularla ifade etmiş ki diğer kitabını okumamak elde değil. Hadi okur, insanlar ayağa kalkmaya başladı. Trenden inip Karl'ın neler yapacağı konusunda onunla bir şehir turuna çıkalım. #acımakyok #pardonwirdnichtgegeben #alfreddöblin #everestyayınları
Acımak Yok
Acımak YokAlfred Döblin · Everest Yayınları · 201943 okunma
·
377 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.