Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

540 syf.
·
Puan vermedi
'Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada?' Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği. Okuyucudan çok, Joad ailesiyle o kamptan o kampa sürüklenen, açlık çeken, dışlanan, özsaygısını kaybeden biri oldum. Tüm o açlığı, sefaleti, çaresizliği korkuyu onlar kadar hissettim. Amerika'nın kapitalist düzenine karşı yazılmış bir eleştiri romanı ve bu eleştiriyi sonuna kadar hak eden bir düzen, bir sistem... Çocukların şekerin ne olduğunu bilmemesi... Karın tokluğuna çalışmak dediğimiz şeyin ta kendisi. Yazara göre, halkı sadece birlik kurtarır. Ben yerine her zaman biz dememiz gerektiğini savunur. Steinbeck’e göre kötü günlerden kurtulmanın tek yolu birlikten geliyor ve eğer birliktelik başarılabilirse, tüm güçlüklerin altından gelinebileceğini yansıtıyor. Bunun en güzel örneği, kitabın son bölümünde açlıktan ölen bir adamı anne sütü ile besleyen, yavrusunu yeni kaybetmiş bir anne ile betimliyor. Bu sahnede sanki ölen adam yeniden doğan bir çocuk gibi hayata tutunuyor ve birlik açısından geleceğe dair umut serpiştiriyor. Kitapta, Amerika'nın üretimine makinelerin dahil olmasından dolayı insan gücünün azalması hemen ardından insanların kendi topraklarından sürülmesi ve ardından Amerika'nın batısına doğru büyük bir göçün başlaması anlatılıyor. Amerika'nın batısındaki verimli topraklar iş gücünü arttırıyor. İş gücü arttıkça emeğin değeri aynı oranda azalıyor. İnsan emeği sömürülüyor. Emek çok, ekmek yok dediğimiz olay tam olarak yaşanmaya başlıyor. Öyle ki, insanlar ekip biçtiği meyveyi bile alamayacak kadar az paralara çalışıyor. Amerikan rüyası hayalleriyle yola çıkan göçmenler gittikçe daha da fakirleşiyor. Sosyalizm köklerini Amerika'da bulamaz; çünkü fakirler burada kendilerini sömürülen bir sınıf olarak değil, geçici olarak sıkıntı yaşayan milyonerler olarak görmektedir. Yazar, ayrıca hayatta kalabilmenin ön koşullarından birini de özsaygı olarak görüyor. Bunu da anne Joad ile vurguluyor. Ek olarak, yazar toplumsal cinsiyet rollerinin değiştiğini de gösteriyor. Romanın başında baskın olan erkeklerken, yolculuk ilerledikçe annenin rolü daha çok artıyor. Kitapta birçok dini olaya gönderme vardır. Örneğin, okuduğum bir makalede ise, Joad ailesinin çıktığı yolculuk Peygamber efendimiz ve amcası Ebu Talib'in çıktığı Şam yolculuğuna benzetilmektedir. Ayrıca, Jim Casy (papaz) romanda Hz. İsa'yı sembolize eder. Tıpkı Hz. İsa gibi inandığı şeyi vaaz ederken ölür ve tüm göçmenlerin şehidi olarak kabul edilir. Tom, Kaliforniya'ya giderken yolda bir yılan görür. Bu yılan, Havva'ya yasaklı elmayı yemesi için konuşan yılana atıfta bulunur. Onlara elma yasaktır, Okieler'e ise Kaliforniya. Öte yandan, Rose karakteriyle materyalizm kavramını da açıkça görüyoruz. Kısacası, diyebiliriz ki, roman tek başına birçok şeyi eleştirir niteliktedir. Beni oldukça bilinçlendirdi. Sadece sonunu daha farklı beklerdim. İncelememi Tom Joad'un şu sözüyle bitirmek istiyorum, "Nerede aç bir insan olursa, ben orada olacağım."
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · İletişim Yayınevi · 202135,3bin okunma
··
445 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.