Gönderi

468 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Frazer, elimizdeki kitapta, din ve mitolojiyi karşılıklı olarak ele almış ve bunu genellikle ‘tanrısal’ bağlamda işlemiştir. Burada tanrı fikri, sadece görünmeyen bir varlık değil, aynı zamanda insanlarla yakın ilişkiler kuran, hatta ve hatta onlarda bedenleşen bir tanrıdır. Aslında ilkel insanın düşüncesinin bu yönde olduğunu kitap içerisinde fazlasıyla hissetmekteyiz. Yani, tanrının onlara çok uzak olmadığını düşünen yabanıllar, etraflarında gördükleri somut varlıklara tanrısallık yüklemişler. Onlara inanmak istemişler ve ortaya bu kitap çıkmış. Frazer kitabın başında çok değerli bir söz dile getirir: ‘Yabanıllarla benzerliklerimiz, farklılıklarımızdan daha fazla.’ Aslında çok kıymetli bir söz. Gelişen zaman içinde biz daha modern yaşama adapte olduk fakat yine de, hala içimizde bir yerlerde atalarımızın düşüncelerini besliyoruz. Örneğin hala bir ağaca zarar verdiğinde o ağaçtan af dileyen insanlar var, vurdukları halde geyiğin yanına gidip, ruhundan özür dileyen insanlar var, hala güneşi selamlayan insanlar var, hala rüyasını suya anlatan insanlar var ve dahası... Yani biz ne kadar modern olduğumuzu düşünsek de, atalarımızın özelliklerini, fikirlerini, inançlarını fark etmeden de olsa kendimize (belki modernizme) uyarlıyor ve yola öyle devam ediyoruz. Dünyanın dört bir yanından uygarlaşmamış kabile ve toplulukların inançlarından büyü, din ve mitolojinin köklerine inen Frazer’ın ele aldığı toplum ve kabilelerde yer alan doğuma yönelik inançlar, ölüme, rahip-krallara, ağaçlara, bereket tanrılarına, hayvan iyelerine, gökte yaşayan tanrılara, yerde bedenleşmiş tanrılara, yeraltında depremlere neden olan, gökte şimşeği çaktıran tanrılara olan inançlar hala bir yerlerde yaşıyor. Fakat modernleşme adı altında bunlar tamamen unutulmuş durumda. Modern insan, kendisi ile yabanıl arasında büyük farklar olduğunu farz eder. Fakat Frazer, bu algıyı kırarak, benzerliklerimizin, farklılıklarımızdan daha fazla olduğunu, somut inanç örnekleri ile dikkat çeker. Belki daha derin düşünüp, daha derin yaşadığımızı düşünüyoruz fakat kitabı okurken, dünyanın uygarlaşmamış kabilelerinden daha sığ yaşadığımızı fark edince, sanıyorum, kendimizi biraz kötü hissetmekte haklıyız... Elbette zaman içerisinde dinler de değişikliğe uğradı, insanlar da, yaşam ve düzenler de.. Ama geçmişten getirdiklerimiz peşimizi asla bırakmadı. O yüzden bugün kabul ettiğimiz dinlere bile eski dinimizdeki alışkanlıkları uyarlamaya çalıştık. O yüzden hala içimizde doğaya olan saygıyı iliklerimizde hissediyoruz. Bir ağaç kesildiğinde bu yüzden sokaklara çıkıyoruz, bir hayvanın, bir ruhun bu dünyadan yitip gitmesine göz yumulduğunda ruhumuzda zelzeleleri bu yüzden yaşıyoruz. Son olarak, özellikle insanı inceleyen bilimlerin ve insan zihnine ilgi duyan kişilerin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Altın Dal
Altın DalJames G. Frazer · Yapı Kredi Yayınları · 2017107 okunma
·
251 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.