Merhaba Her şeyden önce kitap için şunu demek istiyorum “ Ben şimdi size neyi nasıl anlatayım?” Bana göre kitap insanın istese neler neler başarabileceğini fakat o zirveye ulaştığında her şeyin, herkesin hem kişi için hemde genel anlamda aynı kalmayacağını ve bu sonuçtan kişinin memnun olup olmayacağı mesajını içeriyor biraz. Tabi ki bu çok alt bir mesaj. Martin Eden Ruth adında burjuva bir kızla tanışır ve ona layık olmak için elinden gelen her şeyi fazlasıyla yapar ama onun tüm çabasına rağmen nişanlısı Ruth ve ailesi onun işsiz, serseri bir aylaktan başka bir şey olmadığını düşünür. Sonunda yazdıkları çok satan ve ünü tüm dünyaya yayılan Martin’in cebinin para dolması ona sırtını dönen herkesin bir anda yanında olmasını sağlar. Martin ise bu süreci sorgulayarak hayattan soğumaya başlar. Gerçekten kitabı uzun uzun anlatmak isterim ama hem kitap çok kalın tam 494 sayfa hemde ben bir Martin Eden değilim, öyle güzel dökemem içimdekileri buraya. İyisi mi kitabın kendisi anlatsın size… Bu aşk olmalı diye düşündü. Aksi taktirde utanç verici bir şeydi bu. Bu aşktan başka bir şey olamazdı. Kollarını beline dolamış ve dudakları dudaklarına yapışmış bu adamı seviyordu. Bu dünyada aşk dışında her şey ters gidebilir. Ama güçsüz düşüp zayıflamadıktan sonra aşk tökezleyip ters gitmez. Haritası ve dümencisi olmayan varacağı limanı bilmeyen bir gemi gibiydi ve kendini yaşamın akışına bırakmıştı; zaten acı veren de yaşamaktı. Brissenden’ın kalabalıklar tarafından parçalandığını görmüştü ve kalabalıkların kendisini beğeniyle, övgüler düzerek alkışlamasına rağmen ne bu şoku üzerinden atabiliyor ne de kalabalıklara saygı duyuyordu. Hastayım çok hastayım. Şimdiye dek ne kadar hasta olduğumu fark etmemiştim. İçimdeki bir şeyleri yitirdim. Yaşamdan hiç korkmadım ama yaşama doyup yaşamaktan bıkacağımı hiç düşünmemiştim. Hayat beni o kadar tatmin edip doyurdu ki hiçbir şey arzulamıyorum. Eğer içimde sevgine yer kalsaydı seni hemen şimdi isterdim. Ne kadar hasta olduğumu anlıyorsun sanırım. Uyku onun için bir ilgisizlik ve unutma süreci haline gelmişti; her sabah pişmanlıkla uyanıyordu. Hayat onu endişelendiriyor ve sıkıyor, akan zaman eziyet veriyordu.

Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202393,3bin okunma

·

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ertan yetkin