Gönderi

·
Puan vermedi
Siddhartha
Siddhartha
küçük insanlar dengini,büyül insanlar kendini arar. Yunus Emre Siddharta....aslında kendi "ben"liğinin arayışının peşine düşmüş bir Brahmanın oğlu.Büyükleri ona hep bir bilge,rahip gözüyle baktığı bir genç.Dini bakımdan ve kişiliğiyle hayran olunası biri olduğu halde bir türlü öz benliğine ulaşamaz ve zamanla engelleyemeyeceği bir his olur.Hayat ona bir tepsiyle sunulduğu halde o bu işin mutfağına daha büyük bir merakla araştırmak,ulaşmak,o manevi doyumu yaşamak ister ve yola en yakın arkadaşı ondan öte dostu olan Govinda ile yola koyulur.Tabii önce babasıyla bu isteğini dile getirir.Gitmesini istemeyen baba kabul etmez ama oğlu durdurulacak gibi olmağını anlayınca kabul eder.Arkalarında üzgün bir baba bırakarak kendilerini arayışın içine atarlar.Yolda gördükleri bir samanalar(çileci sofulara karşı kullanılan terim) onlara katılmak istediklerini söylerler ve kabul edilirler. Siddhartha, aslında pek çok şey öğrendi samanalardan.Acılara katlananmayı,gönüllü ıstırap, açlık ve susuzluğa katlanmayı,nefsini kontrol etmeyi.. Ama bunlar özbenliğine yaklaştığını ya da bulduğunu göstermiyordu.Çok şey öğrenmişti ama manevi rahatlamayı bir türlü elde edememişlerdi.O vakitler şehirde bir Buddha olduğu bilgeliğin arşına ulaşmış olsuğu ve onu dinleyenlerini bir rahatlamaya uğradığı ve beraberinde nice kötü şeyler...Arayış içinde olan Siddharta ve Govinda konaklama yerine geldiklerinde yaşlı Buddha'yı dinlemişler. Siddhartha bu adamın yüce bir bilge olduğunu anlamış ve bu doyuma bilgenin yardımı olmayacağını belirtir.Govinda burda kalmayı ve bilgenin öğrencisi olmayı ister.Ve iki dostun ayrılığı böylelikle başlar. Siddharta yoluna devam eder.Bu yolda Kamala ona gerçek sevgiyi öğreten bir yoldaş bir sevgili olur.Kamala'nın yardımıyla bir tüccar olan kamaswami yanında çalışır. -iş aradığına göre geçim sıkıntısı çekmiş olmalısın. -hayır şimdiye kadar maddi sıkıntı çekmedim -peki,neyle geçindin,başkalarının parasıyla mı? -belki öyle oldu ama sayın tüccar Kamaswami'nin kendisi de başkalarının parasıyla geçiniyor. -doğru söyledin ama başkalarının parasını bedava almıyor,karşılığında onlara mal satıyor. -gerçekten öyle anlaşılan.Herkes alıyor,herkes veriyor,hayat böyle. -Peki, paran olmazsa ne vereceksin,söyler misin? -düşünebilirim.bekleyebilirim.orç tutabilirim. -hepsi bu kadar mı,bunlar neye yarar. -sanırım bu kadar.hem de çok yararlı şeylerdir,efendim.yiyecek bulamayan birinin yapa bileceği en akıllı şey oruç tutmaktır.Siddhartha oruç tutmasını öğrenmeseydi,senin ya da bir başkasının yanında mutlaka iş bulup çalışacaktı bugün,açlık zorlayacaktı onu ama oruç tutabildiğine göre rahatlıkla bekleyebilir,sabırsızlık diye bir şey bilmez,sıkıntı çekmez.uzun zaman çullansın başına gülüp geçer.işte buna yarar efendim. Söylenenler zengin tüccarın aklına yatar ve onu işe alır.Zamanla Siddhartha onun servetine servet katar ve zamanla bataklığa düşer.Kumar ve haksız kazançla uğraşır,halini göremez hale gelmişti taki rüyasında özbenliğinin simgesi olan kuşun ölümüyle.... Uykudan uyanır ve köşkünden bir şey almadan kaçar.Aslında yaşadıklarını düşününce çocukluk ordan yetişkinlik ve sonrası çocukluk;elinde hiç bir şey yoktu ama hakikati,bildiği şeyi anlamış....... "Onda da, senin be büyük öğretmenin de nesneyi sözcüklere değişmem,öğretmeninin eylemleri ve yaşamı konuşmalarından daha yeğdir benim için,elinin jestleri düşüncelerinden daha üstündür.Ben konuşmalarımda değil,düşüncelerinde değil,yalnızca eylemlerinde ve yaşamında görürüm onun büyüklüğünü." [sayfa 144] Beyzanur Doğu
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,4bin okunma
·
254 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.