Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

456 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
3.5/5
Yılın son kitap yorumunun bu kitap olacağını asla düşünmezdim çünkü şansa bkm kitapta 9.90 tl olduğunu gördüğüm için kitabı almıştım. (Ah ah şimdi baktım bkm'de bile 30 tl bandında bir etiket fiyatı var) Alırken haliyle konusundan haberim yoktu. Tek bildiğim kitabın fantastik olduğuydu, ayriyetten normalde bir kitabı alırken goodreads veya 1000 kitaptan kitabın yorumunu okuyan ben kitabı bu derece ucuz görünce yorum okumadan sepetime ekledim ve aldım. Bu yüzden ilk defa bir kitabı okurken hiç kimsenin yorumundan etkilenmedim. Neyse çok fazla boş yapmadan önce kitabın konusundan biraz bahsedeyim sonra yorumuma geliriz. Konusu: Tana adındaki kızımızın Amerika'sında -hoş dünyasında demek daha doğru olur- Buzkent adında şehirler var, bu şehirler vampir olanlar veya herhangi bir vampir tarafından ısırılmış insanlardan oluşuyor - vampire dönüşmek isteyen "bella swan" tiplerimizi de var buralarda onları unutmayalım- Bu kentleri devlet koruyor ve buraya giren insanlar nişana sahip olmadıkları sürece buradan çıkamıyorlar. Nişan almak için ise bu buzkentlerden herhangi birisine vampir teslim etmeleri gerekiyor. Vampir olmayı ise yazar virüs yoluyla bulaşan - ah koronadan beri neredeyse okuduğum her kitapta bir virüs konusu var- Soğuk adlı bir hastalık ile tasvir etmiş. Yanlış hatırlamıyorsam herhangi bir vampir tarafından ısırılmış insan 88 gün(?) boyunca hiçbir şekilde insan kanı içmemeli yoksa ölüp vampir olarak tekrar doğuyor. Tana, Lance adındaki arkadaşının partisine gittiğinde eski sevgilisi Aidan ile karşılaşmamak için banyoda duruyor ve içip içip küvete sızıyor. Sonrasında uyandığında ne görsün, etraf kan banyosuna dönmüş. Vampirler partiye baskın düzenlemişler ve kızımız ile eski sevgilisi dışında partide olan herkesi öldürmüşler. Bir de kızımız o evde gizemli, deli, main karakterimiz Gavriel adındaki bir vampire de rastlıyor. Kendisini ve Aidan'ı kurtarırken bir yandan da vampirişkomuza da acıyıp onu da kurtarıyorlar. Bundan sonra o kadar çok şey yaşanıyor ki kitap hakkında başka bir şeyden daha bahsetsem eminim ki spoiler olur. Spoiler olmadan tek diyebileceğim şey kitabın arka kapaktaki tanıtım bülteninde yazdığı gibi "Tana; üçünün de hayatını kurtarmak için bildiği tek yolu, izleyecek, doğruca Buzkent'in dehşet verici kalbine gidecekti." Yorumum: Kitabın konusunun gayet güzel olduğunu düşünüyorum. Klasik vampir kitapları gibi yansıtılmamıştı vampirler ki bu da benim gözümde kitaba artı puan kazandırdı. Kadın karakteri sevdim, gayet gözü pek bir kızımızdı; hele kitabın sonunda sırf kardeşi kurtulsun diye yaptığı hareket gerçekten takdire şayandı. Erkek karakteri de sevdim, deli falan olsa bile bizim kızı önemsiyordu ya; benim için geri kalan şeyler çok önemli değildi. Buraya kadar kitabı övmüş olsam bile birazcık da eleştiride bulunmak istiyorum. Şimdiiii, öncelikle ey Holly Black böyle bir kurguyu niye stand-alone yaptın?? Ayrıntılı anlatılması gereken yerleri çok hızlı geçmiş ve giriş bölümünü gerçekten uzun tutmuşsun Black'cim. Yani kitap zaten 420 sayfa mı ne sen bunun 120. sayfasında karakterleri hala Buzkent'e sokmamıştın. Başının bu kadar yavaş ilerlemesinin bir diğer sıkıntısı ise kitabın yarısında falan kitabın sonunun acayip belirsiz olmasıydı. Biliyorum, belki bazılarınız kitabın sonunu tahmin etmeyi sevmiyorsunuz ama kitabın sonu da az buçuk belli olmalı canım. Bir ara acaba karakter yatağından gerinerek kalkıp her şeyin bir rüya olduğunu falan sanacağını düşündüm -Allah'tan öyle olmadı yoksa travma falan yaşardım- Sonları da bir o kadar hızlı ilerledi. Spoiler'lı yorum girmeyi sevmeme rağmen buna spoilerlı yorum bile giremiyorum yani. Velhasıl kelam yorum olmayan yorumumu okuduğunuz için tşk ve yeni yılınız kutlu olsun<33
Buzkentin En Soğuk Kızı
Buzkentin En Soğuk KızıHolly Black · Artemis Yayınları · 2015220 okunma
·
266 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.