Tarih okumalarında yeni durak Afrika... Daha önceki okumalardan sonra ara vermiştim, bilgileri tazeleme açısından "Kısa Afrika Tarihi" güzel ve akıcı bir okuma oldu. Bundan sonra Frantz Fanon okuması gelecek. Tabi Afrika tarihi okurken; kölelik, sömürgeler dönemi, iç savaş, yoksulluk, geri kalmışlık gibi konular üzerine çokça düşünüp okuma yapmak gerekiyor. 《》 Yaklaşık 30,3 milyon kilometrekare alanıyla Afrika dünyanın ikinci büyük kıtasıdır. Bugün itibariyle 54 ülkenin bulunduğu kıta şaşırtıcı bollukta farklı insan, etnik köken, toplum ve din yapısı sergiler. Dünyanın en çık farklı dilinin konuşulduğu kıtadır. Bundan 150 yıl önce Darwin "İnsanın Türeyişi" kitabında insanlığın doğduğu yer olarak Afrika'yı gösterdiğinde yer yerinden oynamıştı. Ama yıllar içerisinde elde edilen bulgular bu iddiayı kanıtladı. İnsanoğlu Afrika'dan dünyaya yayıldı. 《》 İlk büyük fetih Büyük İskender tarafından M.Ö 332 yılında yapıldı. Ve o günden bugüne Afrika kıtası ucuz içgücü kaynağı, değerli madenleri, tarım ürünleri, verimli toprakları için talan edildi ve edilmeye devam ediyor. Amerika kıtası keşfedilene kadar dünyanın altın madeniydi. 《》 Avrupalıların kıtaya ayak basışı büyük değişimlere sebep oldu. Tıpkı Amerika kıtasında olduğu gibi getirilen hastalıklar sebebiyle milyonlarca insan öldü. Dünyanın en yaygın ve acımasız köle ticareti ilk defa Afrika'da başladı. Yüzlerce yıl boyunca üretken genç kadın ve erkekler çok kötü yaşam şartlarında köle olarak çalıştırıldı. Aileler dağıtıldı, gelenekler ve kültürler yok edildi. Britanya 18. yüzyılda dünyanın en büyük köle ihracatçısıydı. 19. yüzyılda kölelik yavaş yavaş tüm dünyada yasaklandı. Ama bunun asıl sebebi insani kaygılar değildi. Köle ticareti artık kârlı değildi. Ve kapitalizm şunu keşfetmişti. Özgür işçiler aldıkları ücreti, fabrikalarda kendi ürettikleri mallara harcayabilecekti. Avrupalılar girdikleri talep krizini aşmak için yeni bir pazar bulmuştu. 《》 Afrika'nın talan edilmesinde kıtaya ayak basan yabancılar dışında Afrikalıların da payı vardı. Kendi içlerinde uzun süredir ölesiye bir rekabet vardı. Avrupalılar bunu kullanarak yerel kabileleri ve devletleri birbirine düşürebiliyordu. Tabi Afrika'daki ana sorunların başında şu geliyor. Özellikle 20. yüzyılda bağımsızlıklarını tekrardan kazandıktan sonra; yeni kurulan devletlerin halkı devletten ziyade kendi etnik gruplarına yani kabilelerine bağlılık hissetmeleriydi. Bunun sonucunda 1994 yılında Ruanda'da Hutular yaklaşık 1 milyon Tutsi'yi katletti. Kıtanın birçok yerinde dini sebeplerden dolayı katliamlar yaşandı. Yeni kurulan demokrasiler sürekli askeri darbeye maruz kaldı. Yapılan büyük yardımlar ülkeyi yönetenler tarafından hortumlandı. 《》 Sonuç olarak kıtaya ayak basışıyla kaos getiren sömürgeciler, kıtadan ayağını çekmesiyle başka bir kaosa sebep oldular...

Kısa Afrika TarihiGordon Kerr · Say Yayınları · 202129 okunma

·

173 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murattgenstein