Gönderi

376 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Aristos Achaion
Thetisle başlamak istiyorum incelemeye, Thetis bir deniz nhympası ve hakkında bir kehanet var “Doğuracağı çocuk babasından da güçlü olacak” şeklinde. Bence bu kehanet en çok Zeus’u korkutuyor çünkü babası Kronos yüzünden bir travması var zaten. O yüzden ölümlü-ölümsüz her kadına göz koyan Zeus başta olmak üzere diğer tanrılar Thetis’i bir ölümlüyle evlendirilip görece daha az güçlü bi çocuk doğurmasına karar veriyorlar bunun için de itaatkâr ölümlü kral Peleus seçiliyor ve Thetis zorla evlendiriliyor Peleus’la. Peleus kötü olduğundan değil tabi de yazık yani yine de istemediği biriyle evlendirilen Thetis’e. Yani Thetis hep mi kötüydü bilmiyorum da o atarlı halleri bu olayla başlamışsa da haklı sanki. 1 yıl zar zor Peleus’un sarayında yaşayan Thetis Akhilleus’u doğurur doğurmaz denizlerine geri dönüyor. Arada geliyor tabi oğlunu ziyarete, kıyıya. Patroklosla devam ediyim, aslında bir prens ama yanlışlıkla birini öldürünce sürülüyor Peleus’un sarayına. Kitabın anlatıcısı da o. Kendini ezik, yeteneksiz, hiçbir işe yaramayan biri gibi anlatıyor sürekli olarak. Bir anda sarayda Akhilleus’la yakınlaşmaları zaten kendini ezik gören Patraklos’un Akhilleus’u iyice gözünde büyütmesine yol açıyor. Aralarında bir aşk başlıyor ama bence fazla aşık taraf Patraklos. Akhilleus fazla güçlü, iyi bir savaşçı ve Patroklos’u koruması altına alıyor. Çünkü sarayda Patroklos gibi bir sürü sürgün çocuk var ama Patroklos ayrı muamele görmeye başlıyor. Yatağı Akhilleus’un odasına taşınıyor mesela. Zaten sonra da hiç ayrılmıyorlar: Pelion dağında Kheiron’un yanında da birlikteler, Lykomedes’in sarayında Akhilleus kadın kılığında saklanırken de beraberler, Truva’da da. Aslında mutlular da. Odysseus’un gelip Akhilleusa Truva’da savaşması karşılığı şöhret vaat ettiği zamana kadar. Bilirsiniz Akhilleus’a “Sıradan ve uzun bir yaşam mı? Şöhretli ama kısa bir yaşam mı?”diye soruluyor. O da şöhreti yani Truva savaşına katılmayı seçiyor bu sırada annesi yeni bir kehanetle geliyor: “Hektor’u öldüreceksin ama sen de öleceksin” diyor. Patroklos yalvarıyor “Hektoru öldürme” diyor ve bu diyaloğu defalarca okuyoruz kitapta. Akhilleus her seferinde “Hektor bana bir şey yapmadı” diyip gülüyor. Truva savaşı uzadıkça uzuyor, Tanrıların Truvalıların yanında oluşu, Agememnon ile Akhilleus’un çekişmeleri sonucu Akhilleus’un savaşmayı bırakıp annesinden Agememnon’un yenilmesini sağlamasını istemesi sebebiyle durum o kadar kötü bir hal alıyor ki. Agememnon yenildi-yenilecek, yüzlerce Yunanlı ölüyor ama Akhilleus inatla savaşmıyor Agememnon’un özrünü bekliyor. Patroklos dayanamıyor, Akhilleus’un zırhını kuşanıp sanki oymuş gibi Myrmidonların başına geçiyor. Akhilleus’un savaşa geri döndüğünü gören Truvalılar gerçekten de geri çekiliyor, bu sırada savaşmayı bilmeyen Patroklos bir kaç mızrağı savurup bir kaç Truvalı öldürünce gaza gelip kale duvarlarına da tırmanmaya çalışıyor ama tanrı Apollon orda ve buna izin vermiyor, Apollon’un müdahalesiyle miğferi düşen Patroklos’un Akhilleus olmadığı ortaya çıkıyor. İşte kitabın beni ağlatan kısmı da burası. Hektor ağır ağır Patroklos’u öldürmek için yaklaşıyor, Patroklos öleceğinin farkında ama bunun için endişelenmek yerine Hektor onu öldürdüğünde intikam için Akhilleus’un da Hektor’u öldüreceğini ve kehanete göre de Hektor’un ölümünden sonra Akhilleus’un da öleceğini bildiğinden Akhilleus için endişeleniyor. Ve son düşünceleri şunlar: “Beni öldüremez, öldürmemeli. Beni öldürürse Akhilleus onu sağ bırakmaz. Oysa Hektor yaşamalı, hep yaşamalı, asla ölmemeli, yaşlanınca bile ölmemeli. Hektor yaşamalı çünkü onun hayatı, diye düşünüyorum otların üstünde geri geri sürünürken, onun hayatı Akhilleus’un kanının akmaya başlamasını engelleyen son su bendi.” Akhilleus’un şöhret arayışı, kapıldığı gurur, dikbaşlılığı ve karşısında Patraklos’un ölüsü. Briseis tam o anlarda “On tane sen ederdi o!” diyor Akhilleus’a. Aşırı katılıyorum. Kehanetlerden biri de “Akhilleus ölmeden önce Myrmidonların ikinci en iyisi ölecek” diyordu. Onun Patraklos olduğunu anlamıştım. Ama Akhilleus’un aklından böyle bir şey asla geçmiyor, aslında Patroklos’u ne seviyede gördüğünün bir göstergesi de bu. Yine tekrarlıyorum evet birbirlerine aşıklar ama Patroklos çok daha fazla aşık. Akhilleus bundan sonra tabi ki Hektor için Truvalıların kapısına dayanıyor. Kitapta bu bölümü okurken yıllar önce izlediğim Truva filminde Brad Pitt’in “Hektoooooooor!” diye bağırdığı sahne canlandı kafamda. Filmdekinden ve önceki okuduğum-dinlediğim hikayelerden farklı olarak Akhilleus burada Hektor’dan önce bir nehir tanrısıyla da savaşmak zorunda kalıyor. Artık Tanrılara da gerçekten uyuz oldum burda. Sonunda Akhilleus Hektor’u öldürüp günlerce arabasının arkasında sürüklüyor. Savaşın ilerleyen döneminde Apollon’un yardım ettiği Paris tarafından öldürülüyor. O da ölürken Patroklos’a kavuşacağı için mutlu. Akhilleus’un vasiyeti üzerine Patroklosla külleri birbirine karıştırıp gömülüyor. Mezar taşında yalnızca Akhilleus’un ismi var. Bir diğer trajedi de bu işte. Patroklos’un ruhu (ruhu bile halâ mücadele ediyor:( bu kısım da çok üzücü) onu her zaman hor gören tanrıça Thetis’e yalvarıyor. İsim için değil tabi mezar taşındaki isim Patroklos için önemsiz ama biliyoruz ki ölüsü için gereken görevler yerine getirilmezse ölüler diyarına gidemeyecek amacı ölüler diyarına gidip yine Akhilleus’una kavuşmak aslında.. Bu kitapta öğrendim ki Akhilleus’un topuğundan vurulup ölmesi aslında yeni nesil mitolojik efsanelerdenmiş. Kitapta sırtından giren bir okla ölüyor. Kitap beni gerçekten çok etkiledi. Özellikle Patroklos’un aşkı. Değer miydi Akhilleus?? Ben, Kirke kitabını da okumuştum yazarın ama bu çok daha iyiydi. Herkese keyifli okumalar.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,7bin okunma
·1 alıntı·
1.662 görüntüleme
BERCESTE okurunun profil resmi
İnceleme için teşekkürler. 👍👏👏
A. okurunun profil resmi
Okuduğunuz için ben teşekkür ederim 🙏🏻
1 sonraki yanıtı göster
Fatma kesici okurunun profil resmi
Resmen kitabın özetini vermissin 👍😁
A. okurunun profil resmi
Bir de böyle bi inceleme yazmak istedim. Özet+yorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.