Gönderi

272 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 24 days
Gerçekten canavar mı?
Ahmet Ümit bir denemesinde bu kitaptan bahsettiği için okuma listeme eklemiş olduğum bir kitaptı. Şu an iyi ki de okumuşum dediğim bir kitap oldu. Öncelikle kitaba başlarken neredeyse 200 yıl önce yazılmış bu korku hikayesinin 20 yaşına basmamış kadın bir yazar tarafından kaleme alınmış olması beni hayli etkiledi. Kitaba gelirsek konuyu herkesin bildiği kadar kaba taslak biliyordum o yüzden okurken "canavarın" ağzından anlatılan kısımlardan çok etkilendim. Karakterle Avrupa'yı yürüyerek-atla geziyor olmak da zamanın şartları ve doğanın güzelliği hakkında da güzel detaylardı benim için. Ayrıca yazarın annesinin zamanın kadın hakları savunucularından olmasının etkilerini bile görebiliyoruz anlatılan Safiye karakteri üzerinden. 19. yyın başlarında Osmanlı'da Arap kültürünü ve bunun kadın haklarına yansımalarının eleştirilerini de hafiften canım sıkılarak okudum. Sevgili kendini Tanrı sanan Frankenstein'a gelirsek şayet ben kendisinin iblis diye adlandırdığı varlığın sevgisiz büyüyen herhangi bir insandan daha fazla canavar olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden kitabı sevdim. Bir ismi bile olmayan, bir damla sevgiye aç varlığımızın ağzından kendi yaşantısını dinlerken ona hak vermek işten bile değildi benim için. Yazar ne kadar Frankenstein'ı da anlayalım ona da hak verelim diye çırpınmış olsa da Frankenstein'ı anlamakta ve yaptığı şeyleri mantığa oturtmakta zorlanıyorum. Önsözde bahsedildiği gibi kısa bir hikayenin romanlastirilmaya çalışılmasından kaynaklandığını düşündüm bu boşlukların. Benim için bir korku hikayesinden çok sevgisizlik ve yalnızlığın yıkıcı etkilerini okuduğum ve kurgusal bir karakter üzerinden hissettiğim bir kitap oldu.
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · Can Yayınları · 202114k okunma
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.