Gönderi

232 syf.
6/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eski genelkurmay başkanımız İlker Başbuğ, kendini ulusalcı olarak nitelendiren, Atatürkçü bir subay. Hem hayatında sürdürdüğü terörle mücadele tecrübeleri, hem de bir entelektüel olarak yaptığı terör araştırmalarının neticesinde, kendince bir sentez yaratarak terörle mücadeleye karşı bir eser bırakmış. Kitap hem dünyadaki terör örgütlerini hem de Türkiye’de faaliyet gösteren Asala ve Pkk gibi örgütlerin detaylarını da anlatıyor. Kitabın ismi “Terör Örgütlerinin Sonu” olsa da, Osmanlı’daki durum, Türkiye’nin kuruluşu gibi ögeler de kitap içinde anlatılıyor. Bunlar Pkk ve amaçlarına dair okuyucuya birer giriş olarak yazılmış, ancak kitabın genel mesajı göz önüne alınırsa çok spesifik kalıyor ve konudan saptırıyor. İlker Başbuğ neticede bir yazar değil, askerdir. Kitabı içinde de çeşitli tekrarlar, konudan hafif sapmalar mevcut. Yine de dikkatli okuyucular kitabın içinden çok faydalı bilgiler çıkarabilir. Terör örgütlerinin nasıl ortadan kalkacağı konusunda İlker Başbuğ, son adamın öldürülmesi çözümünü çoğunlukla hayal olarak görüyor. Kitaba göre terör örgütlerinin sonunu getirmek, çoğunlukla eylemlerini halkın gündeminde olmayacak şekilde azaltmak ve basitleştirmekle mümkün. “Terör örgütlerinin varlıklarını uzun süre sürdürecekleri düşünülür, fakat hepsinin bir sonu vardır. Sondan kastedilen, terör örgütünün son elemanına kadar etkisiz hale getirilmesi değildir. Kastedilen, terör örgütünün en azından marjinalize edilmesi, terörün ülkenin gündeminden düşmesidir.” Örgütlerin başta belirledikleri net hedeflere ulaşma oranının çok düşük olduğunu görüyoruz. “Cronin'in analizine göre, 450 terörist örgütten sadece 20'si tam hedeflerine ulaşmıştır. Bu sadece %4,4'ünün başarılı olduğunu göstermektedir.” Terör örgütlerinin en önemli silahlarından birinin dış destek ve dış lojistik olduğundan bahsediyor. “Terör örgütlerine sağlanan dış destek dört bölüme ayrılır. Bunlar moral desteği, politik destek, malzeme desteği ve güvenli bölge desteğidir.” Buna göre bir örgütün, faaliyet gösterdiği ülkenin dışında bir bölgeye, alana hâkim olması, başarısının en önemli sebeplerinden biri. Türkiye’de faaliyet gösteren Pkk’nın Irak’ta kamplarının olması buna örnek olarak gösterilebilir. Pkk, büyük darbeler yediği zaman Irak’a çekiliyor, tek taraflı ateşkes ilan ediyor ve gücünü toparlayınca tekrar Türkiye’ye saldırıyor. Eğer gidebileceği bir yurt dışı bölgesi olmasaydı, Pkk’nın çok daha önceden çökertileceği düşünülebilir. İlker Başbuğ bir teröristin psikolojisini de açıklamaya çalışıyor: “Teröristi motive eden hususların başında mağdurluk ve eziklik duygusu gelir. Burada önemli olan husus, mağdurlukla ilgili travmanın halen hayatta olan kişilerle yaşanmasının da koşul olmamasıdır. Atalarının yaşadığı mağduriyet kuşaktan kuşağa anlatılarak, mağduriyet psikolojisi yaratılabilir.” “Teröristlerde ruhsal bir bölünme de söz konusudur. Bölünme duygusu, teröriste insanlık dışı eylemler yaptırır, aynı zamanda kendisini, normal bir kişi olarak görmesini sağlar. Bunlar için suçlanacak bir düşmana ihtiyaç vardır. "Bizim sorunlarımızın nedeni biz değil, onlardır." görüşü onlar için doyurucu bir psikolojik açıklamadır.” “Teröristlerin bir bölümü teslim olmayı, kimliğini ve hedeflerini kaybetme olarak görür. Bu duygu bazen, fiziksel ölüm tercihine yol açabilir. Teslim olma onlar için, psikolojik ölümdür.” Türkiye özelinde çeşitli örnekler de veriliyor. Özellikle Pkk konusunda, nasıl kurulduğunu, ilk eylemlerini, yaşadığı süreçleri anlatıyor. Pkk’nın birkaç defa çözülmenin eşiğine geldiğini ama bu fırsatların doğru kullanılmadığını söylüyor. Özellikle örgüt liderinin yakalanmasından sonra büyük bir fırsatın tepildiğini anlatıyor. Pkk’ya katılımın batıda yetişmiş ikinci nesil Kürtlerde son derece düşük olduğu görülüyor. “Türkiye doğumlu katılımlara bakılınca %17 ile Diyarbakır, %12 ile Mardin ve %9 ile Hakkari doğumlular öne çıkıyor. İstanbul doğumlularda bu oran %3. İstanbul doğumlularda yüzdenin düşüklüğü, İstanbul'da ikinci kuşak olarak doğanların örgüte katılımlarının düşük olduğunu gösteriyor.” Örgütte ortalama yaşamın 7 yıl olduğunu görüyoruz. Tabii ki bu ömür çatışmalara katılmayan, yönetici kadrosu için geçerli olmuyor. “Etkisiz hale getirilen teröristlerin yaş durumu incelendiğinde ortalama olarak, örgüte katılım yaşının 19, örgütte kalma süresinin 7 yıl, ölüm yaşının ise 26 olduğu görülmektedir.” İlker Başbuğ, bir terör örgütünü bitirmek için vicdanlarda ve kalplerde yer edinmek gerektiğini anlatıyor. Özellikle hedef bölgenin ya da hedef milletin kendini aşağılanmış hissetmemesi, herkesle eşit şartlarda olması en önemli stratejiler. Operasyonlarda suçlu ile masumun iyi ayrılmasının, insan haklarına aykırı faaliyetlere girilmemesinin, terör örgütünün elini zayıflattığını anlatıyor.
Terör Örgütlerinin Sonu
Terör Örgütlerinin Sonuİlker Başbuğ · Remzi Kitabevi · 201167 okunma
·
294 görüntüleme
Ahmet okurunun profil resmi
Çok güzel yazmışsınız, kitap okuyacaklarım arasına eklendi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.