Gönderi

248 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 3 days
İthaki Yayınları Modern Klasikler serisindeki kitap seçimlerinde çok başarılı bir yol izliyor. Ödül almış, sükse yaratmış, beyaz perdeye uyarlanmış vb. eserleri hiç gecikmeden bu seriye dahil ediyorlar. Bunu önemli görüyorum. Kitap özelinde ise bu konu şu açıdan önemli. Yazar aslında 2000 yılından beri 5-6 roman çıkartmış ve Amerikan Edebiyatı’nda sivrilen bir yazar. 2018 yılı ise onun için kilometre taşlarından biri. Bu yıl yayımladığı Bay Less , aynı yıl Pulitzer kurgu ödülünü kazanmayı başarmış. Bizi ilgilendiren kısım burada başlıyor işte. Bu tarz prestijli ödülleri sıkı bir şekilde takip ettiği belli olan İthaki yöneticileri, editörleri (Alican Saygı Ortanca bayrak adam gibi görünüyor dışarıdan) bu kitap için anında çalışmaya başlamışlar. Yayın hakları, çeviri, editörlük vesaire derken tüm süreç sonunda bu kitabı Modern serilerine Mayıs 2019’da dahil ettiler. Tebrik edilesi, dinamik ve ilkeli bir çalışma örneği bu. Bu ekibi çok eleştiriyoruz. Ben de eleştiriyorum. Bu defa Sezar’ın hakkı Sezar’a diyelim bence. Eserin dili bana Türk Edebiyatı klasikleri tadı verdi başta. Yazarın tarzını çok beğendim. Okurla konuşur gibi yazmış. Konusu ve işleyişi ise beni biraz arada bıraktı zira homofobiden muzdarip ben gibi bünyelerde maalesef bu erkek erkeğe aşk meşk hikâyeleri tuhaf bir anksiyete yaratıyor. Burada Wilde benzeri bir işleyiş söz konusu değil. Tek bir şahsa duyulan aşktan da bahsetmiyorum. Laçkalaşmış bir ilişkiler yumağı söylemek istediğim. Bu yorumum belki tepki alabilir ama fobim var diyorum dostlar ne yapayım. Homoseksüel bireylere saygım var asla onlara bir önyargıda bulunmuyorum. Sadece kendi içimde bu durum bana son derece yaradılışa ters, sağlıksız ve grotesk geliyor. Hal böyle olunca da bir türlü benimseyemiyorum o duyguları. Aslında mesajı güçlü ve dili yetkin bir kitap okudum ve bu bahsettiğim konuya benim kadar takılmayacak okurlar benden çok daha fazla keyif alacaktır bu okumadan. Kitabın konusu gereği Bay Less bir dizi seyahatler yapıyor. Aslına bakarsanız aşk acısından kaçmak için kendine bol duraklı bir Dünya turu organize ediyor diyebiliriz. Bir ülkede ödül töreni, öbüründe gastronomik bir gezi.. İşte kitap bu yolculuklar üzerine ilerlemeye başlıyor. Alt metinde yaşanan duygusal çalkantılar, esas anlatımda ise tatlı bir macera var. Çok farklı ülkelerde farklı kıtalarda bambaşka kültürler.. Yazarın yetkinliği bu bölümlerde iyiden iyiye kendini göstermeye başlıyor. Meksika, İtalya, Almanya, Fransa, Kuzey Afrika’da Fas ve son olarak da Asya kıtasında Hindistan ve Japonya’ya uğruyor Bay Less. Nu kadar yolculuk ve macerayı 250 sayfada okumak keyifliydi. Bay Less aslında oldukça “cool” birisi. Kadınların ilgisini çekebilecek özellikleri bolca var ancak onun tercihleri farklı dediğimiz gibi. Saygı duyuyoruz. O, yedi sekiz ülke gezdiği bu hareketli “roadtrip” macerada neredeyse her ülkede(evet neredeyse hepsinde) bir adamla yatmayı (evet bildiğin yatmak) başarıyor. Hadi gey olduğunu anladık da bu nedir hocam ya? 50 yaşında, bu libidoya şapka çıkarıyorum. Abartı işte. Kitaptaki gey vurgusu aşırı abartı bunu anlayın. Yazar biraz dikkat çekmek istemiş bu apaçık. Pozitif ayrımcılık kokusu alsam da Pulitzer kazanmış sonuçta. Bir bakıma hedefine ulaşmış öyle değil mi? Tavsiye etme konusunda çok arada kaldım. Okunur bu kitap. Mutlaka okunmalı diyemem sadece.
Bay Less
Bay LessAndrew Sean Greer · İthaki Yayınları · 2019122 okunma
·
786 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.