Gönderi

Kırlangıçlar geri gelmez.. Hiçlik içinde hiçlik..
"çok daha fazla, ah, evet çok daha fazla, susabilir insan saatlerce ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla bir sigara dumanına dalabilir insan bir fincanın biçimine ya da renksiz bir çiçeğe, bir halıya düşsel bir çizgiye, duvara. kuru pençelerle perdeyi bir kenara çekip insan görebilir sokak ortasında delice bir yağmurun yağdığını bir çocuğun renkli uçurtmasıyla bir balkanun altında durduğunu eski bir at arabasının boş alanı gürültülü aceleyle terk ettiğini olduğu gibi insan yerinde durabilir perde kenarında, ancak kör, ancak sağır. haykırabilir insan korkunç yalancı, korkunç yabancı bir sesle "seviyorum" diye ... kurnazca aşağılayabilir insan şaşılası her bulmacayı sadece bir tek bilmecenin çözümüyle uğraşabilir sadece boş bir yanıtın buluşuyla avunabilir boş bir yanıt, evet beş veya altı harflik. bir ömür diz çökebilir insan öne eğik bir başla, soğuk bir türbenin eşiğinde bilinmez bir mezarda tanrıyı görebilir değersiz bir kaç bozuklukla inanabilir bir caminin adacıklarında çürüyebilir mezar duaları okuyan bir ihtiyar gibi bir sıfır gibi, eksiltmede, artırmada, çarpımda yahut hep aynı sonuca varabilir kahrının kozasında senin gözlerini, eski bir ayakkabının uçuk düğmesi sanabilir su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan. bir anın güzelliğini utangaçlıkla gülünç şipşak bir resim gibi sandığın dibinde saklayabilir boş kalmış çerçevesine bir günün, insan bir hükümlü, bir yenik. yahut çarmıha gerilmiş birinin resmini koyabilir bir duvarın yarıklarını suratçıklarla kapatabilir daha anlamsız resimlerle karışabilir. kurma bebekler gibi olabilir insan. camdan boncuk iki gözle kendi dünyasını gören kadife bir kutu içinde saman dolu bir gövdeyle yıllarca tül ve boncuk ortasında uyuyabilir tüm hercai elierin her baskısıyla nedensiz haykırabilir: "ah, ben pek mutluyum".."
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.