Gönderi

96 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 3 hours
Tevrat - İncil’in tahrifi üzerine
Eser’in Müslümanların “İncil ve Tevrat tahrif edilmiştir” iddialarına karşı yazıldığı isminden anlaşılacaktır. Lakin başlık, eserin muhtevası için tam bir kapsayıcılığa sahip değildir. Zira eserde kutsal kitapların (tevrat, incil) değiştirilmediğini kanıtlamak için Kur’an’dan ayetler örnek gösterilerek, başlık ile yaratılmış olan tasavvur ters düz ediliyor. Yazar Müslümanlara “işte sizin kitabınızda yazıyor” demek suretiyle tevrat ve incilin değiştirilmediğini ispat etmeye çalışıyor. Pek tabii kitabın ilerleyen kısımlarında, kutsal kitapların değiştirilmediğine dair farklı deliller de sunuluyor fakat biz buradaki delillerden ziyade ilk kısımla ilgilenmek istiyoruz. İlk bölümde yazarın kur’andaki ayetleri; esbabu’n nüzul ilkesine riayet etmeden tevil etmesi, diğer yandan mücmel ayetleri konusuna ve fikrine göre mübeyyen ayetlerle açıklamak yerine kendi düşünsel dünyasına göre anlamlandırması çeşitli hatalar yapmasına neden olmuştur. Bir ayetin inzal etme sebebinden kopartılması, ayetin mahiyetini boşaltacağı aşikardır. Öyle ki bu realitenin günlük olaylarda da karşılığı bulunur. Öyle ki bir olay üzerine söylenmiş bir sözü olaydan bağımsız değerlendirmek, anlamından da kopartmaktır. Yazar’ın bir başka hatası ise kur’andaki “Allah kitabını koruyacaktır” ayetlerindeki kitab lafzına incil ve tevratı da dahil etmesidir. Oysa buradaki “kitap” lafzının kur’ana delaleti mutlaktır. Yazar’ın eserdeki en büyük hatası ise kur’an ve diğer kitapların aynı mahiyete sahip zannetmesidir. Oysa incil, havarilerin Hz İsa hakkındaki kelamları ve hz İsa’nın hayatını anlatmalarından oluşan bir kitap iken Kur’an ise Hz Peygamber’in bu Allah kelamı’dır diyerek söylediği sözlerden müteşekkildir. Yani birinde havari Hz İsa’dan duyduklarını ve Hz İsa’nın hayatını yazarken diğerinde sadece Hz Muhammet’in “Bu Allah’ın kelamı’dır” dedikleri yazılmıştır. Zira Hz Muhammet’in kendisine ait sözleri ve hayat hikayesi hadis kitaplarında yazılmıştır. Bu yönüyle incilin islami literatürdeki karşılığı hadis kitaplarıdır. Dolaysıyla iki kitabın mahiyeti farklıdır. Bu iki kitabın bir diğer farkı da kitap haline getirilme süreçleridir. Elbette Kur’an da, İncil gibi Peygamberi hayatta iken kitaplaştırılmamıştır ancak incilden farklı olarak Hz Muhammet hayatta iken kayıt altına alınmıştır. Zira Hz Muhammet ayetlerin tamamını bir çok sahabiye hıfz ettirmiştir. Kur’anın kitaplaştırılması bu sahabelerin ezberleri artı ayetlerin yazıldığı sahifeler yoluyla olmuştur. Bir diğer fark da kur’an, incil gibi İsa’nın vefatından onlarca yıl sonra -ki bu inanılan rakam, en eski incil 200-300 yıllara ait- Hz Muhammet’’in vefatından sadece bir kaç yıl sonra mushaf haline getirilmiştir ve bu mushaf hâlâ mevcuttur. Oysa incil (matta,markos,yuhanna ve luka) hz isadan onlarca yıl sonra vücuda geldiğine inanılmaktadır ve eldeki en eski nüsha İsa’dan 200- 300 yıl sonraya aittir. Diğer yandan havariler Hz İsa’dan hatırladıkları sözlerini ve Hz İsa’nın hayatını -manevi bir onay olsa da- bizatihi kendileri yazmışlardır. Dolayısıyla burada hz İsa’dan inzal etmiş olan kelama beşer sözü ve yorumunun karışma olasılığı yüksektir. Bu duruma islam dininin mistik eserlerinde de tesadüf ediyoruz. Zira mutasavvıflar da eserlerini aynı esine sahip olarak yazdıklarını iddia ediyorlar. Her ne kadar esin alabilecekleri doktrinde kabul edilse de nihayetinde bu esin, ancak kur’an ile teyit edilmektedir. Zira esinin(ilham) beşeri yöne açık olduğu açıktır. ... Eserin en şağlam ve haklı itirazı ise iznik konsiline dair islam coğrafyasında moda edilen görüşün nasıl bir cehalet içerdiği hususudur. Bu konuda hristiyanlar ziyadesiyle haklıdırlar. Müslümanlar İznik’de incilin dörde düşürüldüğü gibi absürt bir iddiaya sahiptirler. Bu iddia taassuptan ve tarafgil duygulardan kaynaklanmaktadır ve utanç vericidir. Diğer yandan İznik konsilinde mevzu edilen İsa’nın özü konusu da basite indirgenecek bir konu da değildir. Zira aynı mevzu Muhammed’in özü olasak islam felsefesi/islam mistisizminde de mevzu edilir ve üzerinde tartışmalar yapılır. Hristiyanların bu konsilden ortak bir kanaate ulaşmaları başarıdır. Burada belirtmemiz de fayda var ki İznik konsilinde alınan karar göre Allah İsa’nın bedeninde hülul etmiştir. Bazıları bunu islam akidesindeki “en kamil tecelli Hz Muhammed’dir” akidesiyle karıştırırlar. İslam Akidesinde hz Muhammet (yahut hakikati muhammediye) Zat’tan taşmaktadır. Yani hem zatın varlığı hem de Hz Muhammet’in varlığı mevcuttur ve biri diğerinin içerisinde değildir. Hz Muhammet, ruhi itibarıyla Uluhiyet makamında, ehadiyete aynadır; Hristiyan akidesinde ise Zat İsa’nın bedeninde vücut bulmaktadır. Bu ikisi biribirinden farklıdır. ... Son olarak islam düşünürleri İncil ve Tevrat’ın tahrif edilmişliğini iki şekilde tasavvur ederler. Değişim lafzen değil manendir. Yani tarif, tevil yoluyla gerçekleşmiştir; (bu tevrat için geçerli) ikincisi ise orijinal incilin İsa ile ebediyete göçtüğü (çünkü o hayatta iken yazılmamıştı) ve bugün elde olanların İsa’dan yüzlerce yıl sonra yazılması dolayısıyla vücuda gelme usulün şeklinde tahrif içermesidir. ... Eserin sonunda duran ve güçlü bir iddia gibi gözüken “sonradan gelen kutsal kitap, önceden gelen kutsal kitaplara uymalıdır” iddiası ise başlı başına bir çelişkidir. Zira sonradan gelen öncekilerin değiştirildiğini iddia ediyorsa; makül olan zaten onlara uymamasıdır. ... Eseri dinler arası tartışmalara meraklı olan arkadaşlara öneriyoruz. Ancak eserin çok da yetkin olmadığını, daha güçlü savunmalarla daha yetkin eserler olabileceğini itiraf ve temenni ediyoruz.
Kutsal Kitap Değiştirildi Mi?
Kutsal Kitap Değiştirildi Mi?Daniel Wickwire · Gdk Yayınları · 201512 okunma
·
2 plus 1
·
311 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.