Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

48 syf.
·
Puan vermedi
Her şeyde bir öykü vardır. En iyi öykülerimden bazılarını park banklarından, lamba direklerinden ve gazete satıcılarının tezgâhlarından devşirdim. O.Henry Can yayınlarının Amazon için özel olarak piyasaya sürdüğü lacivert klasikler serisini bitirmeyi 2022 yılı için kendime hedef olarak belirdim. Sanıyorum 52 kitap var. Her haftaya 1 kitap olacak şekilde. Ama diğer yandan kitaplar çok kısa ve bu sene her ne kadar profildeki hedefimde belirtmemiş olsam da 15.000 sayfa kitap okuma hedefim var. O yüzden her gün bir tane okumaya çalışacağım. Zaten sayfa sayıları da çok fazla değil. Kitapları okuduktan sonra aklımda bi şeyler kalmasını istediğimden her kitapla ilgili az da olsa bir şeyler yazmaya çalışacağım. Neyse lafı uzattım. Kitabı okumadan önce yazarına baktığımda O.Henry adını gördüm. Ve nedense merak bile etmedim. Neden sonra araştırasım geldi ve William Sidney Porter isimli yazarın takma adı olarak kullandığı ismin O. Henry olduğunu öğrendim. Bir yeni bilgi. Sevindirici. Amerikalı yazarları seviyorum. Bir şekilde yazdıkları hoşuma gidiyor. O. Henry çocukluğunun hayatı boyunca en fazla kitap okuduğu dönem olduğunu söylemiş yıllar sonra. Zaman değerli, insan geçmişe dönüp bakmadan ne kadar ilerlediğini göremiyor tabi bir noktada. En sevdiği kitaplar Binbir Gece Masalları ile Bir Melankolinin Anatomisiymiş. İlkini zaten bende okuyacağım uzun zamandır listemde var. Çok seveceğimi de daha okumadan biliyorum. Bu duygu mükemmel bir duygu. Eğer bu kitabı ikimizde seviyorsak Melankoli ile ilgili olanı da severim diye düşünüp okuma listeme ekliyorum. Aklıma geldi bir yerlerde bir yazar veya tanınmış bir kişi ona Hangi kitabı okumamızı tavsiye edersiniz diye sorulan soruya eğer kitap okuyorsanız bir şekilde hangi kitabı okumanız gerektiğini bilirsiniz gibi bir cevap vermişti. Kitap okuyan birisinin tavsiyeye ayıracak vakti yoktur çünkü zaten her okuduğu kitap onu başka kitaplara yönlendirir manasını çıkarmıştım ben. Buradan da oraya atıfla o kitabı okuma listeme ekledim. Okuyunca paylaşırım onu da. O. Henry geri döneyim. Böyle deyince de aklıma Behzat Ç. Geliyor. Sanırım gizemli olmak kuul bişi Ama buradaki o’nun anlamını bulabiliyoruz. O kısaltması Olivier’den geliyormuş. Sonra Tamamen kısaltma olarak kullanılmış hep. Henry’nin bu kitabının ismi de ayrıca hoşuma gitti. Borsacının Aşkı. Kendime yakın buldum anlaması çok da zor olmayan sebeplerden dolayı Kitap 5 ayrı hikayeden oluşuyor. İlk hikaye bahar menüsü; ne yazık ki hikayenin ismi bile aklımda kalmamış, ancak kitaptan bakarak yazabildim. Ama ilk cümlesi güzeldi. Zaten böyle kitapların ilk cümlelerine bir tutkunluğum var denilebilir. Bunda aklımda olan o oldu. “Bir mart günüydü.” Çok sade ve şiirsel bir başlangıç. Hemen hayal gücünüzü harekete geçiriyor. Ya da sadece bende böyle oldu bilmiyorum. Hikayeden aklımda kalanlar O. Henry’nin bir hikayenin nasıl yazılacağı konusunda satır aralarında verdiği küçük tavsiyeler. Neler diye sorsanız anlatamam. Demek ki bu hikaye o kadar da etkili hikaye değilmiş. Umarım diğerleri öyledir diyerek bir sonraki hikayeye geçiyorum. “Bir arabacının kendi bakış açısı vardır.” Arabacının koltuğu isimli ikinci hikâyesinde aklımda kalan arabacıların(fayton sürücülerinden bahsediyor) hayatlarını kısa ama derinlemesine betimlemelerle anlatmasıydı. Buradaki keskin ifadeler dikkatimi celbetti. Öyle ki hikayenin tamamını dikkatle okudum. Ancak bazen küçük de olsa hayal kırıklığına uğrarsınız ya öyle bir şey oldu. Hikaye, yolculuk parasını vermeyen zengin bir kadını nikahına geçiren arabacı hikayesine dönüşüverdi.(a.k.a. fake taxi) bu bağlantıyı kurunca hafif bir gülümsedim ve diğer hikayeye geçtim. Bitmemiş Hikaye ismiyle müsemma, sonunda bitmiş bir hikaye havası vermiyor. Bu hikaye de şöyle bir şey hissettim. House of Cards izleyenler bilirler hani Kevin Spacey arada kameraya döner ve sizinle konuşur işte aynısını burada O. Henry yapıyor. Ve çok da güzel oturmuş hikayeye. Buna ek olarak hikayenin başlangıcındaki kurgu dünyası daha önce denk gelmediğim bir habitat oldu. İlgimi çekti. Rüyasını anlatmaya başlayan karakter kendimizi bir anda öbür dünyada buldurdu bize. Polis meleklerden filan bahsetti. Bu kısmı ilginçti. Yine hoşuma giden bir alıntıyı da buraya bırakarak bu kısmı bitireyim. “İnsanın özgür bir iradeyle ve yalanlanma korkusu olmadan, gönlünce ahkam kesebileceği yalnızca iki konu vardır. Biri rüyalarımız, öteki de bir papağanın ağzından duyduğumuz sözler.” Borsacının aşkı isimli sonraki hikayede 20.yy başlarındaki borsadan bahsediyor. Hani o filmlerde gördüğümüz kağıtların havada uçuştuğu insanların(brokerların) çok fazla öneminin olduğu o zamanlar. Şimdi her şey bir tık kadar kolay. Neyse bu zamanlarda bir brokerın hayatındaki olabilecek en mümkün olan aşkı anlatıyor. Kısa ama vurucu bir hikayeydi. Son hikayede yine çok kısa ama bir o kadar etkili hikayeydi. Kadınların saçlarına taktığı tokalara dair yaptığı saptama çok başarılıydı. Bu hikayenin özeti benim için şuydu: İki insan birbirini sever, kavuşamazlar aşk olur. Böylelikle kitabı bitirmiş oldum. Kısa ama güzeldi. Tavsiye ederim. İyi okumalar.
Borsacının Aşkı
Borsacının AşkıO. Henry · Can Yayınları · 2021311 okunma
·
520 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.