Gönderi

198 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Onca beğenmeyen insana rağmen bu da benim gözümden:
Kitap hakkındaki diğer incelemelere baktığımda ve duyduklarıma göre, kimsenin keyif almadığı, boş beleş bir kitap okuyacağımı sandım. Herkesin de yazdığı gibi, vakti zamanında kitabın sansürlendiği, daha sonraları okullarda okutulduğu gibi şeylerin ilgimi çekmediğini fark ettim. Bu gibi bilgiler önemsizdir demiyorum size, kitap hakkında daha farklı ve derinlemesine bilgiler edinmemizde, çeşitli yorumlar getirmemizde etkisi olacaktır lakin ne ile karşılaşacağımı bilmediğimden içime şüphe tohumları ekmekten başka bir etki bırakmadı üzerimde. Kitaba gelecek olursam, ilk sayfalarda iğrenç gelebilecek birçok şeyden açıkça bahsediyordu. Normal şartlarda en ufak şeylerden bile iğrenebilecek bir insanken okudukça zihnimde farklı düşünceler açığa çıkardı. Kitap ağızdan çıkan sözlerden çok, karakterin kafasındaki dile getirilmemiş düşüncelerden oluşuyordu. Bizler de aslında, ağzımızdan çıkan sözlerde kibarlık abideleri, laf cambazları iken kafamızın içinde -dile getirmediğimiz düşüncelemizde- böylesine acımasız ve iğrenç değil miyiz? Kahramanımızın söylediği yalanlardan, yaptıklarından utanıp bunları aklı başında olmayışına, bir ergen/çocuk gibi davranmasına veriyorken kendi yaptıklarımızı da böylesine değerlendirip utanıyor muyuz? Kitapta edebî zevk alınabilecek bir dille karşılaşmamış olabiliriz fakat ben yazılanları bir ergenin zırvalıkları olarak boş ve gereksiz görmüyorum. Kahramanımızın konuşacak birilerine ihtiyaç duyarak böyle birini bir türlü bulamadığı gibi, her sayfada onunla beraber usulca delirdiğimi hissettim. Ne olmak istediği sorulduğunda "...hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan birisi olmak isterdim. Çılgın bi şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir şey." [sayfa 162] diye cevap veren bir insan, neden yetişkinlerin olmadığı, yalnızca çocukların olduğu bir çavdar tarlasında onları uçurumdan düşmekten korumak istiyor olabilir? Öyle düşünüyorum ki, yetişkinler olmasa bile dünya daha iyi bir yer olmayacak, Çocukları yollarından alıkoyabilecek, yolunu şaşırtabilecek çeşitli etkenler olacak. Belki dünyayı tüm bunlardan arındırmak kolay değil fakat elimizden gelen bir şeyler olmalı ve bu yapabileceklerimiz en basit haliyle Holden'ın onları yakalamak ve uçurumdan düşmekten kurtarmak hayali gibi olabilir. Her birimiz ergenlik başta olmak üzere çeşitli zor dönemlerden geçiyoruz. Bu oldukça doğal. Doğal olmayan ise böyle dönemlerden geçen insanları dinlemek yerine onlardan uzaklaşmak ve yalnız başlarına bırakmaktır. Umarım zor zamanlarınızda sizi dinleyecek ve yanınızda olacak insanlara sahipsinizdir. Hayırla kalın.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159.6k okunma
·
133 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.