Orhan Kemal hayranlıkla okuduğum, en sevdiğim Türk romancıların başında geliyor. Topluma adeta ayna tutan, nerdeyse her kesimin yaşadığı sorunları birebir anlatan, sonunu tamamlamayı ise bir noktada okuyucularına bırakan bir yazar. birçok kitabını okudum ama benim için zirve bu. İnanılmaz yaratıcı bir o kadar da düşündürücü.
Kitabın konusu ise şöyle..
Bir dünya düşünün: Tüm roller tersine !
Kadınlar; kahvehaneye gidiyor, meyhanelerde sabahlıyor, inşaatta çalışıyor, erkekleri istemeye gidiyor, aileleri vermedi mi kaçırıyor…
Erkekler; çamaşır bulaşık yıkıyor, yün örüyor, nakış işliyor, çocuklara bakıyor, pavyona geneleve düşüyor…
Ve olaylar kadın egemenliğinin erkekler üzerindeki baskısını anlatıyor. Bunu yaparken de günümüz rollerini insanın yüzüne bir kez daha vuruyor.
Kitabın benim için en can alıcı kısmı ise kadınlar üzerinden yapılan cinsiyetçi cümlelerimizin erkeklere uyarlanmasıydı:
“Bir erkek namusunu karısı için taşımaz.”
“Kadınlık öldü mü?”
“Evin reisi anadan başkası değildir.”
“Erkek köpek kuyruğunu sallamazsa kadın köpek ardından koşmaz.”
“Namuslu bir kadın kocasını el kapısında çalıştırmaz.”
“Ben senin bildiğin erkeklerden değilim.”
“Erkek,Havvayı cennetten kovduranın soyundan.”
“Kenarına bak bezini al, babasına bak oğlunu al.”
Velhasıl büyük hayranınızım Orhan Kemal..