Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Engereğin Gözü, Zülfü Livaneli'nin 1997 yılında Balkan Edebiyat Ödülü almış ve pek çok dilde yayımlanmış ilk romanıdır. Roman Osmanlı İmparatorluğunun en karışık ve acılı dönemlerinden birinde, Topkapı Sarayında geçer. Hiç bir padişahın, şehzadenin ya da hasekinin ismi verilmez, ama verilen olaylar gerçek hikayenin Kösem Sultan'ın oğlu Birinci İbrahim'i (Deli İbrahim) tahttan indirerek yerine 7 yaşındaki torunu 4. Mehmet'i tahta çıkarması üzerine kurulu olduğunu gösteriyor. Bu romanı, Habeşistan' dan İstanbula hadım edilerek getirilen bir siyahi köle olan Süleyman' ın el yazmasındaki anılardan öğreniyoruz olayları. Habeşistan’dan küçük yaşta alınarak köle tacirlerinin eline düşüşü, hadım edilişi, köle pazarında satışa çıkarılması ve saraya satılmasının ardından başlayan macera… Valide Sultan tarafından hareme hapsedilen, tahttan mahrum bırakılan bir padişah ve onun yerine tahta çıkarılan yedi yaşındaki sultan… Bilindik bir hikaye, her zamanki iktidar aşkı, gücü kaybetmemek için gözden çıkarılan evlatlar, birbirini öldüren kardeşler, perde arkasındaki eller… Her şey iktidar uğruna. Çocuk iken kardeşlerinin boğularak öldürülmesine tanık olan padişah, yıllarını bir hücrede ölüm korkusuyla deli divane yaşayarak geçirirken, tahttaki ağabeyinin ölümü üzerine tahta çıkarılmış ve yine bir entrika sonucu Valide Sultan tarafından tahttan indirilip bir zindana kapatılmıştır. Efendisine sadık Süleyman, sultan ona görkemli gelirken, tahttan indirildiğinde yetersizliklerini, eksiklerini fark eder ve aralarındaki bağın vicdani birleşimini görüyoruz romanda. “Bu romandaki temel eksen, iktidarın çevresinde ışık görmüş pervaneler gibi dönen insanlar ve iktidara gelince bir anda değişiveren diğer insanlar.” diyor yazar . İktidar hırsının insanoğlunda yarattığı yıkımları bir kez daha anlıyoruz bu romanla. Bu öyle bir hırs ki, nelerden koparıyor, ne kayıplara yol açıyor ve her an ölüm kokan saraylarda bir yandan da ne ihtişamlar yaşanıyor… Oğlunu cellatlardan kurtaran ama yine cellatlara teslim eden bir anne gibi... Roman tür olarak hem psikolojik hem de tarihsel. Çünkü Osmanlı gerçeği karşımıza çıkıyor, böylelikle tarihi roman tadında okunuyor. Ayrıca ruh tahlillleri, iç çatışmalar, analizler de yoğun, bu da ona bir psikolojik roman tadı katıyor. İnsan ruhunu, gelgitlerini, hırslarını, doyumsuzluğunu, vicdan kavramını çok güzel işleyen bir eser. Beni kitap boyunca en çok etkileyen bölüm Haremağası Süleyman ile zindanda esir kalan Padişah arasındaki diyaloglar oldu. Köle ve efendi arasındaki ilişki ve şartlara göre değişen bir duygu değişimi mevcut romanda. Önce, efendisi olan padişaha gönülden bağlı olan harem ağası, onun hapis edilmesinden sonra katlettiği insanları düşünerek ondan nefret etmeye başlıyor. Ancak bu durum da uzun sürmüyor, değişen olaylar sonucunda kendisini padişahla eşit olarak görüyor ve acıma duygusuna kapılıyor. En sonunda da kendi açısından padişahı ermiş olarak görmeye başlıyor. Sonlara doğru da eski efendisini unutup kendine yeni bir efendi buluyor. Engereğin bile gözünü kamaştıran iktidarın büyüleyiciliği 'padişahım çok yaşa'... Okumaya değer bir kitap..
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,4bin okunma
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.