Gönderi

236 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Şöyle dönüp geriye baktığımızda gözlerimizin önüne serilen şeyler ya acı çektiklerimiz ya da mutlu olduklarımız değil midir? Aradaki ufak tefek şeyler hatırlanmaz pek. Önemsiz gelir. Yargı dizisini seyrederken şöyle bir ifade çalındı kulağıma, hatırladığım kadarıyla; "Her ayrıntıyı düşün, her ayrıntıyı. Beynimiz bize oyunlar oynar, ilk anda aklımıza gelmez bazı detaylar. İyi düşün." Aslında bu düşünmeler hatıralar değil midir? Hayatımı yazsam roman olur, deriz de yazmayız. Çok mühim insanlar değiliz belki de ancak bir detay başka kapılar açabilir başka hayatlarda. İşte bu hatıraları, hatıraların gerekliliğini, hatıraların aslında bir tarih olduğunu ifade ediyor bu kitapta Dücane Cündioğlu. Hatıra. Düşünelim. Çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz biri var. Onu en iyi kimden öğreniriz? Kendisinden. Ya da ona en yakın olandan. Tüm detaylar hatıralarda gizli değil midir? Bir yandan böyle. Bir yandan da şunu söyleyebiliriz: Bir insanın en büyük sansürcüsü kendisidir. Yazdığımız günlüklerde hangimiz sansür yapmıyoruz? Okul hatıramızı yazarken bir öğretmenin attığı fırçayı kaçımız yazdık? Hep ana hatlarıyla geçiştirip durmadık mı yaşadıklarımızı. Ânılarımızı yok saymadık mı? Hatıralar haberdir, arşivdir. Hem hatıra okumalı hem de hatıra bırakmalı tarihe.
Arasokakların Tarihi
Arasokakların TarihiDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 2012100 okunma
··
3.836 görüntüleme
Hacı Seydaoğlu