Gönderi

200 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 hours
1900 lü yılların başında yayınlanmış olan bu kitap, Fransız yazarın o dönemdeki Fransız halkının yaşadığı sorunları temel alarak, bu sorunların hepsini tembellik ve iradeyle alakalı zeminlere oturtup, çözümüne ilişkin tezler sunmuştur. Kitabı okurken en çok içerlediğim nokta ise 1900 lü yılların Fransa'sında var olan yozlaşmaların, günümüz Türkiye'sinde de ayyuka çıkmış olmasıdır. Batıya ve kültürüne o kadar çok öykünmüş durumdayız ki yuvarlak hesap yüz yıl önceki hallerini, arızalarıyla beraber günümüzde yaşamak zorunda kalıyoruz. Durumumuz tıpkı altımızda off road aracı olup asfalt pistte, o pistin araçlarıyla yarışmak gibi. Kendimize ait zemini korumak yerine ait olmadığımız yollara özenip çırak çıkıyoruz. Ve ne kadar çabalarsak çabalayalım o yola sonradan girdik, biz o yolda ilerledikçe aynı miktarda ilerleyen rakipleri yakalama şansımız mucizelerle sınırlıdır. Kitaba, insanların karakterlerinin değiştirilemez olduğu düşüncesine karşı, iradenin gücünün neler yapabileceğiyle başlıyoruz.Her şeye yüzeysel bakan ve görünüşe aldanan insanlar yetiştiren, kişileri ezbere iten eğitim sisteminden ve sıyrılma yöntemlerinden bahsederek devam ediyoruz. Bu yöntemlerin başında ise karar verme, fikir oluşturma, harekete geçme en son rütbe olarakta alışkanlığa dönüştürme geliyor. Kişi bir olayı alışkanlığa dönüştürdüyse artık ortaya bir irade koyabilmiş ve o defteri kapatmış, kazanım sağlamıştır. Kitabın okunurluğu kaçmasın diye kitapta olmayan bir örnekle bunu açmam gerekirse;namaz kılmaya karar vermek, sonra namaz hakkında fikir sahibi olup kavramak, namaz kılmaya başlayarak harekete geçmek ve bunu sürekli yapıp alışkanlık edinmek. Bu aşamalar tamamlanıp alışkanlık kazanıldığında tembellik aşılmış irade terbiyesinde bir mevkiye gelinmiş demektir. Alışkanlıkların küçümsenmemesi gerektiğini, büyük çaba istediğini eğitim sistemi ve günlük hayat üzerinden anlatıyor yazar. İslam kültüründe de bu irade eğitimi en saf haliyle vardır. En güzel örnek olarak şu hadisi verebiliriz. Hz. Âişe"den rivayet edildiğine göre,Resûlullah"a (sav), “Allah katında amellerin en sevimlisi hangisidir?” diye soruldu. Resûlullah, “Az da olsa devamlı olanıdır.” buyurdu. İrade psikolojisi üzerine yazılan bölüme geldiğinde ise fikirle tembelliğin çatışması üzerinde iradenin rolünü anlatıyor. Örneğin çok çikolata yemenin kilo aldıracağı fikrini herkes bilse de çikolatanın lezzeti, duygusal olarak bu fikri önemsememeye ve dolayısıyla fikre karşı tembelleşmeye yol açıyor. Bunu değiştirecek unsurun irade terbiyesi olması üzerine argümanlar sunuyor. Bir diğer bölümde fikir ve duygularımızın kendimize değil topluma ait olduğunu ve kendi fikir ve duygularımızı üretemezsek, başkalarının bizi yönettiği, karar verme mekanizması olmayan tembeller olacağımızı söylüyor. Yine eğitim sisteminin buradaki rolünden bahsediyor. İrade terbiyesinin bu konudaki öneminden bahsetse de bunu yapmanın zorluklarından da bahsediyor. Genç neslin eğitim sürecinde cinsellikten kaynaklanan sorunlarından evlilik sürecine kadar olan sorunlarına, beden sıhhatinden zihin sıhhatine kadar irade terbiyesinin rolü ve önemine bir çok noktaya temas eden, dikkatle okunup, hareket ve ivme kazanabilmek için bir basamak olması gereken bir kitap.
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Ediz Yayınevi · 201829k okunma
·
4,436 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.