Gönderi

270 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Deniz Kurdu
• Spoiler! Hepimize bir Ghost lazım! Şöyle bizi ayağa dikecek, konfor alanımızdan çıkaracak ve yaşamın farkına varmamızı sağlayacak bir hayalet gemi.. Bir düşünün 35 yaşındasınız, hayatınız boyunca sorumluluk almanız gerekmedi, tüm hayatınız kitaplar, kitaplar ve kitaplar.. Evet, aslına bakarsanız şu an hayatımızın çoğunu kitaplar kaplıyor ve bunu seviyoruz ya gerçek hayat? Kabul edelim kitap okuma nedenlerini sıralayacak olursak 'gerçeklerden kaçma' maddesi belki de en fazla duyacağımız yanıt olacaktır. Ne diyorduk? Evet, şimdiye dek ekmek elden su gölden şeklinde geçti zaman fakat bir an gözlerinizi açtığınız ve size istediğini yapabilecek en az 20 avcının olduğu bir avcı gemisindesiniz, yaşamayı seviyorsunuz ve hayatta kalmalısınız. Ne olurdu? Sanırım ben bu macerayı yaşamak isterdim en azından öldürülmeyeceğimden emin olsaydım :)
Jack London
Jack London
'ın bir olay örgüsü yaratma şeklini, kitabı yaşatma gücünü seviyorum. Okura yüklenmiyor aksine çok akıcı ve açık bir üslup kullanmayı başarıyor çünkü sosyalizmi benimsiyor ve tüm halka hitap etmeyi amaçlıyor. Kitabı okurken en sevdiğimiz duyguyu yani sizde oluşan mutluluğu fark edebiliyorsunuz, Jack London ile dinlenebiyorsunuz. O denizde artık siz de varsınız, mürettebata dahilsiniz tıpkı kendisi gibi. Yazarı benimseyecek olmanızın bir sebebi de eserlerinin hayatından bağımsız olmayışı. Düzensiz bir hayatı olması ile beraber birçok farklı işte çalışmasına rağmen sürekli kütüphaneye giderek kendisini geliştirmiştir. Hakkında bilinen fakat emin olunmayan bir diğer bilgi ise istenmeyen bir çocuk olduğu. Söylentilere göre babası annesine Jack'i doğurmaması için baskı yapar, annesi intihara teşebbüs eder fakat kurtulur. Çocuk doğar ama annesinin psikolojik sorunları nedeniyle başka birine verilir. Doğumunda yaşananlar tüm hayatını etkiler ve eserlerine yansır. Muazzam bir dönüşüm hikayesi olan kitabımızın içeriğine değinme vakti. Anlatıcımız yani Humphrey Van Weyden edebiyat ve sanat alanında tanınan biridir. Biz ona muhteşem bir karakter olan ve kitaba adını veren Kurt Larsen gibi sadece Hump diyeceğiz. Hump Bir dostunu ziyaret etmek üzere bir yolculuğa çıkar fakat işler umduğu gibi gitmez ve bindiği tekne batar. Tam her şey bitti derken gözlerini hayatının ve karakterinin değişmesine sebep olacak Ghost'ta açar. Bu gemi ayıbalığı avına çıkar, İlerleyen bölümlerde Hump bu avcılık ile ilgili "Kadın elbiseleri için savunmasız hayvanları öldürüyorsunuz" diyerek bunu vahşet olduğu ile ilgili düşüncelerini dile getirir fakat ne var ki ilerleyen zamanlarda kendisi de avcılık yapmak zorunda kalır. Ghost en az 20 avcının (keza sadece ayıbalığı için değil birbirleri için de birer avcıdırlar) bulunduğu, bir anda herkesi birbirine ateş edebileceği fakat 5 dakika sonra can ciğer olmuş bir şekilde eğlenebileceği adamlarla doludur. Neticede bu gemide ölüm ve yaşam birbirini tamamlayan iki kavramdır. Yaşamak için öldürmek, insanoğlunun doymayan açlığı. Ve en önemlisi bu geminin bende de hayranlık uyandıran bir kaptanı vardır: Kurt Larsen. Kaptanımız kötü bir çocukluk geçirmiş çok acımasız ama ünlü yazarları okuyan oldukça bilgili biridir fakat sık sık öldürücü derecede olan baş ağrıları çeker. Hump uyandığında istediği tek şey evine, rahat hayatına dönebilmektir çünkü burada yaşayamayacağını düşünür. Kurt eğlenebileceği bir av bulmuşken bırakır mı? Hayır, onu bilhassa gemide tutar ve Hump'ı muhteşem bir hayattan alıp dibe çeker, ona kamarotluk yaptırır büyük bir para teklifine rağmen. Şimdi Hump için 35 yaşından sonra hayatın asıl öğretici kısmı başlar. Onun için her şey çok zordur gemideki en alt birimde olmak, her an öldürülebilecek olmak, asla karşılaşmadığı yapıdaki adamlarla aynı yaşam alanında -belki de ölüm alanı demeliyim- olmak tüm geminin hizmetini görmek.. Dayanılacak gibi değildir fakat kaçamaz da kalıp savaşmak ve öğrenmek zorundadır, öğrenmeye karar verir çünkü başka çaresi yoktur. Hump ve Kurt'un arasındaki ilişkiyi çok seveceksiniz çünkü iyi mi kötü mü asla karar veremeyeceksiniz tıpkı kaptanın iyi mi kötü mü olduğunu anlayamayacağınız gibi ama bu dahi hayranlık duymanıza engel olamayacak. Kahramanlarımızın arasında sıkı bir bağ oluşur sürekli edebi sohbetler ederler Ömer Hayyam'dan dahi söz edilir, birbirlerine hem hayrandırlar hem de düşman. Hikayemizin tamamlanması için bir aşka ihtiyacı var değil mi? Jack London da böyle düşürmüş olacak ki gemiye Maud isimli güzel ve şair bir kadının -zaruri de olsa- yolu düşer. Hump daha önce Maud'un şiirleri ile ilgili eleştiri yazmıştır yani birbirlerine az da olsa tanırlar. Ve şimdi Hump'ın sadece kendisi için değil aşkı için de savaşması gerekecek. Daha güçlü daha zeki olmak zorunda. Ahh ne şans ama hayatının en olmayacak yerinde aşka yakalanmak. Burada da Kurt, Hump ve Maud üçlüsü arasında yaşananlar zaten zevkle okunan roman da daha fazla merak uyandırıyor. Gemide birçok olay olur birbirlerini dövenler, öldürenler, kaçmaya çalışanlar.. Tayfa öfkeli ve acımasız adamları ile doludur fakat en büyük öfke Kurt'a karşıdır ve bu öfke kaptana saldırmalarına sebep olur fakat kaptan fiziksel ve zihinsel olarak çok güçlüdür baş etmeleri mümkün değildir. Bunlar yaşanırken Hump olaylara asla karışmaz ve sürekli kaçmanın yollarını arar Maud'un da sorumluluğunu tüm varlığıyla omuzunda hisseder gemide Kurt ile birlikte asla güvende olmadığını bilir ve kısa zamanda sevdiği kadının Kurt'un kolları arasında kurtulmak için çırpındığını gördüğünde ne yapacaksa hızlı olması gerektiğini bir kez daha fark eder. Kaptanın o an baş ağrısının başlaması onların kurtulmasını sağlar. Hump Kaptan'a saldırır etkisiz hale getirmek oldukça kolay olacaktır fakat Maud buna izin vermez ve bir sandalla kaçarlar. Günlerce yaşam savaşı verirler ve karaya çıkmayı başarırlar. Bu kez de orada günlerce baraka yapmak için uğraşırlar ve bu onları daha fazla yakınlaştırır. Bir sabah uyandıklarında Ghost'un direkleri kırılmış bir şekilde karaya vurmuş olduğunu görürler. "Ahh Ghost ne olursan ol yine gel" Ya Kurt gemideyse? Hayalet gemiyi kaptansız düşünmek imkansız ve evet bir kaptan gemisini asla bırakmaz. Hump kontrol etmek için gittiğinde Larsen'i görür fakat artık Kurt denmeyecek durumdadır, fazla hırpalanmıştır. Denizde olan kardeşi Ölüm Larsen tüm tayfasını almış ve denizcilik hayatını bitirmiştir. Hump ve Maud gemiyi tamir etmeye karar verir fakat Larsen burada ölmek istediğini ve Hump'ı öldürmediği için ne kadar pişman olduğunu söyler. (Hadi ama Kurt Hamp'a onu öldürmeyecek kadar hayrandın ve çok tehlikeli olmana rağmen bu gemi tek kurtuluş yolu olmasına rağmen o da seni öldürmeyecek kadar sana hayran.) Gemi yola çıkmak için hazırlanırken Larsen yapılan tüm hazırlıklara zarar verir Hump ve Maud onu bağlamaya karar verir. Kurt baş ağları nedeniyle birkaç gün sonra kör olur, kulakları duymamaya başlar, sol tarafına felç iner artık tamamen zararsızdır, ölüdür.. Cesedini sarıp onun da daha önce tayfada ölenlere yaptığı gibi denize atarlar. Hump ve Maud'ın Ghost ile başlayan bu hayatı Ghost'un yardımı ile biter, iki ayrı kişi olarak geldikleri gemide tek vücut olarak yeni hayatlarına başlamak üzere denize dönerler.
George Orwell
George Orwell
1984
1984
eserinde "Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz" der. Hayır, ben beni haksız çıkaran kitapları severim. Beni yanıltan, bildiğimin dışına çıkaran, bilhassa sonunun düşündüğümden farklı olan kitapları.. Ama acı çektirerek hükmedebileceği konusunda haklıydı.
Deniz Kurdu
Deniz Kurdu
da istediğinizden fazlasını verebilecek ve acı çektirerek nasıl hükmedilebileceğini örnekleyecek muhteşem bir eser. İtiraf etmeliyim ki Deniz Kurdu'nun ölmesini istemedim, Hump ile aralarında oluşan o bağın arkadaşlığa dönüşmesini istedim fakat bir yandan da tahmin ettiğim gibi bitmemesi tatmin ediciydi. Kitapta da gördüğümüz gibi kişi koşullara göre şekillenir. Yalnız kalmak, savaşmak çok korkutucu gibi dursa da yapabileceklerimizin farkına varmak için oldukça etkili bir yoldur. Son olarak eklemek isterim ki Deniz Kurdu diğer birçok ünlü eserin karakterleri gibi unutulmamayı hak eden ve okuma listenize heyecan katacak bir karakter. Keyifli okumalar sevgili okurlar.
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İlya Yayınevi · 20185.9k okunma
·
3 plus 1
·
9.3k views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.