Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Okur Akademi Yayınları tarafından 2019 yılında ikinci baskısı basılan bu eseri incelediğimiz zaman, giriş ve sonuç dâhil olmak üzere dört bölüm, çeşitli alt bölümler ve eklerden oluşmaktadır. Yeni Dini Hareketlerin ‘yeni’ olarak nitelenmelerinin sebebi, hepsinin de 1950 yıllarının sonrasının şartlarında, yani yakın zamanda ortaya çıkmış olmalarıdır. Eserde Yeni Dini Hareketler’in genel özellikleri ve oluşum süreçlerindeki nedenler bunun yanında şiddet ile ilgili yanları ortaya konmuştur. Eserin önsöz bölümünde Yazar, Yeni Dini Hareketler’in içinde yaşadıkları toplumdan ve inançlarının dayandığı geleneklerden oldukça farklı nitelikler barındırması bakımından kendi aralarında farklılaştıklarını ifade etmektedir. Eserin giriş bölümüne baktığımız zaman Yazar Yeni Dini Hareketleri çeşitli bölgelerde ve dini geleneklerde ortaya çıktığından dolayı inanç ve uygulama noktasında farklı nitelikler ihtiva ettiğini belirtmektedir. Böylece, bu yeni oluşumlar hakkında tek tip bir tanımlama yapmanın mümkün görünmediği anlaşılmaktadır. Yazar, Yeni dinî hareket kavramının, ilk olarak, bir Presbiteryen papazı olan araştırmacı Harold W. Turner tarafından kullanıldığını ve çoğu 1950’lerden sonra ortaya çıkan, 1970’lerden itibaren de yaygın bir şekilde ilgi görmeye başladığını belirtmekle beraber Yeni Dini Hareketler kavramına ilişkin farklı tanımlamalar yapılmış olsa da genel itibarıyla taraftarlarına dini, ruhi ve felsefi bir yaşantı vaat eden birbirinden farklı oluşumları ifade etmek için kullanıldığına değinmiştir. Eserin giriş bölümünde yazar, araştırmanın konusunun din ve şiddet ilişkisi bağlamında değerlendirileceğini belirtmektedir. Yazar, eserinin amacının Yeni Dini Hareketler’de şiddete yönelik söylemlerin yanı sıra şiddete neden olan faktörleri tespit etmek ve bu tespitlerden hareketle Yeni Dini Hareketler’in “şiddeti meşru kılan bir mekanizmaya dönüşüp dönüşmediğini ortaya koymaktır” şeklinde tanımlamaktadır. Eserin giriş bölümünde yer alan araştırmanın kapsam ve sınırlıkları başlığı altında yazar, yeni dini hareketlerin şiddetle ilişkisini ele alınacağından, daha ziyade dinsel duygu, düşünce ve argümanlara başvurularak gerçekleştirilen şiddet türüne yer verildiğini açıklamakla beraber şiddeti dar kapsamıyla ele alarak fiziksel şiddete ağırlık vermenin, fiziksel güç kullanımı haricindeki unsurların yol açacağı zararın göz ardı edilmesine neden olacağı düşüncesinden hareketle şiddeti geniş anlamıyla ele alacağını belirtmektedir. Aynı zamanda yazar bu bölümde eserin iki ana bölümünü açıklamış ve bu bölümlerde hangi konulara değineceğine dair kısa izahlara yer vermiştir. Yazar giriş bölümünde, eserinin yöntem ve kaynaklarını şöyle izah etmiştir; eserde temelde deskriptif yöntemin kullanıldığını ve bundan dolayı literatür taramasında ulaşılan bilgiler objektif olarak ele alındığını belirtmiştir. Yazar, yeri geldiğince birtakım değerlendirmeler yapacağını ve bununla birlikte mukayese metoduna başvuracağını söylemiştir. Eserde birinci kaynak kullanımın yanında söz konusu hareketleri inceleme konusu yapan, bunların öğreti ve uygulamalarına ilişkin tahlil ve değerlendirmelerde istifade edildiğini ve bu istifade edilen kaynakların çoğunluğunun İngilizce kaynaklardan faydalandığını belirtmekle beraber ülkemizde bu alanda yapılan bazı akademik çalışmalara müracaat edildiğini ancak bu çalışmaların çalışmanın ana başvuru kaynağını oluşturmadığını izah etmiştir. Giriş bölümünün ardından çalışma iki temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm kendi içinde üç alt başlıktan oluşmaktadır. Yazar, bu bölümdeki ilk alt başlıkta şiddet olgusu üzerinde durmakta ve şiddetin tanımını yapmaktadır. Yazara göre şiddet, göreceli bir durumdur. Şiddetin bir yaşam tarzı olarak benimsendiğinde bir sorun olarak algılanmaması gerektiğini söyleyen yazar, şiddet kavramını her toplumda ve her zaman kötü olarak kabul edilmediğini söylemiştir. Çünkü her toplumun kendine özgü değerleri vardır. Bununla birlikte yazar şiddetin farklı disiplinler ile ilişkisine de değinmektedir. Daha sonra yazar şiddetin kaynağını ele almakta ve kaynak hakkındaki yaklaşımlarını söylemektedir. Bundan sonra yazar şiddetin meşrulaştırılması konusuna değindikten bu noktada şiddetin meşrulaştırılmak için hangi gerekçelere dayandırıldığını açıklıyor ve birinci bölümün ilk alt başlığı olan; “Şiddet ve Yeni Dini Hareketler” konusuna nokta atmaktadır. Birinci bölümün ikinci alt başlığı olan “Din-Şiddet İlişkisi” nde yazar, dinin insanlık tarihi boyunca her dönemde bireyleri ve toplumu etkilediğini söyleyen yazar farklı sebeplerden dolayı dinin tanımlanmasının kolay olmadığını açıklamakta ancak bu tanımlanmalarının üzerinde durmayacağını söylemiştir. Dinin sadece ilahi boyutunun bulunmadığını, aynı zamanda bireysel ve toplumsal yönlerinin de olduğunu belirten yazar bu bölümün ilk alt başlığı olan “Dinler ve İçerdikleri Şiddet” konusuna geçmektedir. Burada dinler ve içerdikleri şiddet unsurları bağlamında ilk olarak antik dinlerde atıfta bulunabileceğini söylemiştir. Eserde Hint ve Ortadoğu dinlerde şiddet içerikli unsurlara değinen yazar, Hinduizm, Budizm, Sihizm, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerde şiddeti çağrıştıran hususları zikretmekle beraber dinler ve şiddet içerikli uygulamalarından örnekler vermektedir. Ancak yazar, İslam da yer alan şiddet kavramlarına bakışını diğer dinlerden ayrı tutmaktadır. İkinci bölümün ikinci alt başlığı olan; “Din-Şiddet İlişkisi Konusunda Öne Sürülen Temel Teoriler” başlığına geçtiğimiz zaman yazar, din-şiddet ilişkisi bakımından öne sürülen teorileri ele alarak bu konu ile ilgili çalışmaları olan farklı kişilerin yaklaşımlarını değerlendirmektedir. Birinci bölümün son alt başlığı olan “Şiddet Bağlamında Yeni Dini Hareketler” başlığı iki tane alt başlıktan oluşmaktadır. Yazar burada söz konusu oluşumları ilk olarak barışa yönelik faaliyetleri açısından incelemektedir. Daha sonra şiddete dayalı yönleri ile öne çıkan hareketleri ele alan yazar, özellikle kapalı inanç sisteminin şiddet noktasında ne derece önemli olduğunu vurgulamakta ve şiddet ile ön plana çıkan bu hareketlerin faaliyetlerinden ve söylemlerinden bahsetmektedir. Yazar daha sonra şiddet ile ilişkileri bakımından Yeni Dini Hareketler’in tasnifini ele almaktadır. Söz konusu hareketler “devrimci hareketler”, “kırılgan hareketler” ve son olarak da “saldırıya uğrayan hareketler” olmak üzere üçlü bir tasnif üzerinden incelenmektedir. İlk başlıkta “devrimci hareketleri” ele alan Yazar, el-Kaide, Eski İnananlar, Hristiyan Kimliği gibi hareketleri kısaca tanıtmaktadır. İkinci başlıkta “kırılgan hareketleri” ele alan yazar, burada da beş büyük Hareket’in faaliyetlerine kısaca değiniyor. Bu bölümün son başlığında ise “saldırıya uğrayan hareketleri” ele alan yazar şiddete maruz kalan bazı Yeni Dini Hareketleri konu edinmektedir. Yazar, tüm dini oluşumların aynı kategoride değerlendirilemeyeceğinin altını çizerek, bu oluşumların kendi içerisinde farklılıklar ve istisnai durumlar gösterebileceğine değinmiştir. Eserde, birinci bölümün son kısmını oluşturan üçüncü başlık olan “Beş Büyük Şiddet Hareketi” dini gruba yer verilmektedir. Beş büyük hareketler içerisinde Halkın Tapınağı, Branch Davidian, Güneş Tapınağı, Cennetin Kapısı ve Yüce Gerçek yer almaktadır. Yazar, bu oluşumları tek tek ele alarak açıklamakta ve bu oluşumların birtakım şiddet içerikli faaliyetlerde bulunduğunu söyleyerek birinci bölüme son vermiştir. Eserin ikinci bölümü olan “Yeni Dini Hareketlerde Şiddete Yönelik Söylemler ve Eylemler” başlığı dört alt başlıktan oluşmaktadır. Yazar bu bölümde öncelikle yeni dini hareketlerdeki şiddet söylemlerine yer vermekle beraber bu hareketlerin liderlerinin telif ettiği eserlerden alıntılar yapmak suretiyle örneklemelerde bulunmaktadır. Yazar, özellikle hareket mensuplarının bizzat liderler tarafından intihara sevk edildiklerini de vurgulamaktadır. Ardında bu tür grupları şiddete sevk eden temel faktörler üzerinden durmakta ve bu hareketlerin şiddet eylemlerinin temelinde dini, dünyevi, iç, dış, sosyal, kültürel, ekonomik, siyasal gibi pek çok etmen olduğunu belirtmektedir. Ardından şiddetin yönünü ele alan yazar bu konuyu üç başlıkta incelemektedir. İlk başlıkta içe dönük şiddete değinen yazar, Yeni Dini Hareketler’in kendi içlerinde kendi taraftarlarına uyguladığı şiddet eylemlerinin örneklerini vermektedir. İkinci başlıkta ise Yeni Dini Hareketler’in kendi taraftarları dışında uyguladıkları şiddet içerikli eylemlerine değinerek dışa dönük şiddet eylemlerini ele almaktadır. Üçüncü başlıkta da yazar Yeni Dini Hareketlere yönelik şiddet eylemlerine değinmekte ve bunları da üç başlıkta ele almaktadır. İlk başlıkta Yeni Dini Hareketlere karşı zulüm öyküleri oluşturma faaliyetlerini, ikinci başlıkta yeniden programlama uygulamalarını, üçüncü başlıkta da dini gruplara karşı örgütsel şiddete değinirken bu faaliyetler ile ilgili örneklere yer vermektedir. Yazar daha sonra Yeni Dini Hareketler’in uyguladıkları şiddet türlerini konu edinmektedir. Bu şiddet türlerini de beş ana başlıkta ayrıntılı olarak inceliyor. İlk başlıkta yazar hareketlerin kendi taraftarlarına yaptıkları beyin yıkama faaliyetlerine değinen yazar, İkinci başlıkta fiziksel şiddeti ele almakta ve bu da kendi içinde intihar olayları ve cinayetler olmak üzere iki başlıkta ana hatları ile inceleyerek örneklere yer vermektedir. Üçüncü başlıkta da Yeni Dini Hareketler’de görülen psikolojik şiddet içerikli sözler ve eylemlere yer veren yazar, dördüncü başlıkta ise Yeni Dini Hareketler’de görülen cinsel içerikli şiddet uygulamalarına değinmekte ve bu faaliyetleri örneklendirmektedir. Son başlıkta ise ekonomik şiddeti ele alarak, bu hareketlerin kendilerine nasıl finans sağladıklarından söz etmektedir. Eserin sonuç bölümünde Yazar, bu iki bölümün karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesine yer vermektedir. Bu bölümde Yazar, bireylerin yeni dini hareketler ve benzeri oluşumlara yönelmesinin önüne geçmek için aile kurumuna yapması gereken tavsiyelere yer vererek konuyu bitirmiştir.
Kıyametin Gölgesinde
Kıyametin GölgesindeEmine Battal · Okur Akdemi · 202023 okunma
·
248 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.