Gönderi

464 syf.
·
Puan vermedi
İki Şehrin Hikayesi
İki Şehrin Hikâyesi ,İngiliz Edebiyatının önde gelen yazarlarından Charles Dickens’ın klasikleşmiş, ünlü romanıdır. Dünyanın en çok okunan kitapları arasında yer alan İki Şehrin Hikayesi yazarının dediği gibi “yazdığım en iyi hikaye” . Kitabı okurken kalitesini anlamamak mümkün değil. Fransız İhtilali yıllarını anlatan, o dönemi gözler önüne seren bir çağ romanıdır. (Fransız İhtilali veya Fransız Devrimi Fransa'da 1789'da başlayan ve 1799'da sona eren sosyal ve politik gelişmeler sürecine verilen isimdir. ) Kitapta suçsuz yere Paris'teki bir hapishanede 18 yılını geçirdikten sonra, eski bir dostunun yardımı ile kurtulan Dr. Manette'in tesadüfen Londra'ya dönüşü sırasında tanıştıkları bir Fransız olan Charles Darnay ile kızının yapacakları evlilik ve bunun ardından meydana gelen Fransız İhtilali'nin hayatlarına etkileri anlatılır. Fransız İhtilali tarihte bilinen çok mühim bir olaydır. Bu dönemi anlatırken olayları öyle güzel işliyor ki yazar sanki o dönemi o an orda yaşıyormuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Okurken insan canının ne kadar önemsiz olduğunu çarpıcı olaylarla okura sunuyor . Bunlardan biri ,beni derinden sarsan olaydan kısaca bahsetmek istiyorum. Mösyö Marki’nin çocuğu ezdiği annenin ve oradaki insanların çığlığı ve hiçbir şey olmamış gibi sadece altın fırlatıp giden ve bağırışlardan rahatsız olan , çarptığı arabanın atlarına zarar verdiğini düşünen Marki. Merhametin kırıntısını dahi göremediğimiz korkunç bir an. Ve tabi aşk .. Özellikle Sydney Carton ‘In Lucie olan aşkı. “..Ah, Miss Manette, gözümün önüne babanızın mutlulukla size bakışı ve Işıl Işıl güzelliğinizi taşıyan yavrularınızın ayağınızın dibinde büyüyüşü geliyor ;bilmenizi isterim ki bu mutluluğunuzun bozulmaması için canını verebilecek bir adam var!.” Gerçekten de çarpıcı bir sonla Sydney Carton yaptığı fedakarlık gözlerinizin dolmasına sebep olabilir. :) İyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Uzun olduğu için bazı olaylar karışabiliyor okurken fakat o kadar sürükleyici ki özellikle o kırılma noktasını sabırla aştığınızda her sayfasını merakla okuduğum bir kitap oldu. ''Dayanamadığım bir şey varsa o da şu belirsizlik.'' ''Ne çok insan ve ne büyük bir ıssızlık! '' "Monsenyör, maruzatıma kulak verin! Kocam yoksulluktan öldü: o kadar çok insan yoksulluktan ölüyor ki ve o kadar çok insan daha yoksulluktan ölecek ki..." "Ee, ne olmuş yani? Hepsini ben mi besleyelim?"
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359,8bin okunma
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.