Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tebyin Görevi Nasıl Anlaşılmalı?
Geleneksel anlatımda dinsel kültürümüze boyasını vuran özellikle hadis ekolü anlayışında Hz. Peygamberin tebliğ ve teybin olmak üzere iki görevininin bulunduğu ve "İnsanlara indirilenleri beyan etmen için sana da Zikr'i indirdik" (16 nahl/44) ayetindeki Tebyin'den maksadın, Kur'anın anlaşılmayan/kapalı yerlerini açıklamak veya eksik bıraktıklarını tamamlamak, böylece söylediklerine ilave inançlar belirlemek ve hükümler teşri etmek olduğu söylenir. Oysa Maide/3.ayette belirtildiği gibi Allah dinini tamamlamış ve vahiy bitmiştir. Böylece “Her şeyin açıklaması olarak bu kitabı sana indirdik”(16 Nahl/89), “Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık”(6 Enam/38) gibi ayetlerde insanlar için din olarak bildirilecek her şeyin bildirildiği belirtmiştir. Nahl/44. ayette sözü edilen beyan etmenin pekala indirilen vahyi insanlara aktarmak, duyurmak, iletmek, bildirmek, ortaya koymak, şeklinde anlaşılması mümkün iken, nedense Kur'andan anlaşılmayanı açıklamak olarak anlaşılmış ve Hz.Peygamberin Kur'an vahyine ilave olarak inançlar ve hükümler belirleyebileceği anlayışı oluşturulmuştur. Oysa tebyi'nin bu şekilde anlaşılması yerine, tebliğin yanında vahyin uygulamasıyla ilgili detayları göstermek ve örnek olmak şeklinde anlaşılsaydı herhalde daha tutarlı ve makul olurdu. Çünkü din olarak insanlar için gerekli bilgileri ortaya koymuş, tamamlanmış ve hem bütün olarak mübin/açık ve açıklayıcı (4 Nisa/174; 5 Maide/15) hem ayrı ayrı ayetleri beyyinat/açık ve açıklayıcı (12 Yusuf/1; 15 Hicr/1; 26 Şuara’/2; 27 Neml/1; 28 Kasas/2; 36 Yasin/69; 43 Zuhruf/2; 44 Duhan/2) olan bir kitabı açıklamak için ilave olarak inançlar belirlemek ve helal haram hükümler teşri etmek vahyin bu nitelikleriyle bağdaşmamaktadır. Onun için kitaplarda yer alan anlatımlara dayanarak gayb alanında inançlar oluşturmak doğru değildir.
Sayfa 88-89
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.