Gönderi

216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
"Tabii ki anlatılanlara inanmamıştık - henüz!"
İthaki Yayınları tarafından çıkan eserler, her biri birbirinden eşsiz ve değerli. Bu sefer masama denk gelen eser, Kadınlar Ülkesi. Sadece kadınlardan oluşan bir ülkeye yolunuz düşse idi, siz ne yapardınız? Nasıl tepki verirdiniz? Ve diyelim ki orada bir süre kalmak zorundasınız, nasıl adaptasyon sağlardınız? Yazar Charlotte Perkins, kendi çağının devrimini ve kadınların haklarını ön plana çıkaran bir eser ile bize o çağın insan toplumunu anlatıyor. Hikaye bizi üç erkek ana karakter ile selamlıyor. Üç yakın arkadaş, bir keşif gezisinde keşfettikleri bir rota ile kendilerini nüfusu kadınlardan oluşan bir ülkede buluyorlar. Başlangıçta bu ülkenin sınırları içinde bir yerlerde başka erkekler bulunduğuna inansalar bile, ülkenin kadınları onlara ülkelerini gezdirdikçe şaşkınlıkları daha da artar; gerçekten de ülkede hiç başka erkek yoktur. Ülkelerinin geçmişini, kadınlar çok güzel özetliyorlar. Bu kadınlar ve sergiledikleri kültür karşısında üç erkek karakterimiz her geçen sayfa ile daha çok merak duygusuna yenik düşünüyorlar. Elbette annelik burada da kutsal bir derece ancak kadınlar bu gizemli üç seyyahın onları ziyareti sonrasında kendi ülkelerini anlatırken aynı zamanda geldikleri ülkenin geleneklerini de öğrenmek için her bilgiyi özümsüyorlar. Özellikle kadınların bazı diyaloglarında yazar, genel kadın toplumuna ait çok güzel ve yerinde detaylar sunuyor okuyuculara. Burada farklı bir detay ise seyyah erkeklerden geliyor, üç erkek karakterde farklı duygu ve kişilik özellikleri gösteriyor ve bu farklı kişilik halleri, kadınların hem seyyahları hemde dış dünya ülkelerini daha çok merak etmelerine yol açıyor. Kadınların fiziksel tarifleri de yazarın gözündan bakıldığında sanki hepsi birer amazon. Üç seyyah arasında sadece bir karakter beni çok rahatsız etti; kadına karşı nefret unsuru sergilemesi kitabın aslında kilit noktası olarak görünüyor çünkü seyyahlar, özellikle erkek oldukları için hem yaklaşımları hemde aradıkları nitelikler farklı ve bu kitabın bazı noktalarında fikir çatışmasına yol açıyor. Sözünü ettiğim karakterin yaklaşımı, günümüzde de bazı fikir ayrılıklarında ortaya çıkıyor. Tabii ki bu her okuyucuya göre değişiklik gösterebilir çünkü eserin yazıldığı zaman ile günümüz zamanı arasında büyük değişiklikler geçirdi insanlık. Okuyup bitirdikten sonra bende gizemini koruyan tek şey ise, sadece bir kadının nasıl hamile kaldığı idi. Kitaba baktığınız anda bilimkurgu olarak görünmüyor diyebilirsiniz; aslında haklısınız çünkü bu eser de kadın- erkek ilişkilerinin zamanının toplumuna göre analizi işlenerek kurgulanıyor. Yazarın mizahi dili ve kadınların erkek seyyahlara karşı yaptıkları diyaloglar esere ütopik bir hava katıyor, aynı zamanda kadınların ülkesinin coğrafik yapısı da kurgu kısmının ana hatlarını ön plana çıkarıyor. Bu ülkenin kadınlarında hem kol gücü hemde akıl gücü var ve seyyahların gözünden baktığınızda bu ütopik toplumun içlerine daha çok çekileceksiniz. Başlarda merak uyandırıcı, orta kısımlarda biraz sıkılabilirsiniz ancak sonlara doğru etik değerler üzerinden verilen mesajlar ile kitabı beğeneceksiniz. Ancak kitap, sanki birden bire son buluyor gibi bir izlenim uyandırdı bende. Seyyahlar yaşanan bazı durumlardan sonra birden bire ülkeden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Sonradan öğrendiğime göre, yazar Perkins bu eserin devamını "Bizim Ülkemiz" isimli kitabı ile hikayeyi devam ettiriyor. Yalnız İthaki Yayınları'nda henüz yeniden basımı yapılmamış sanırım; umarım en kısa zamanda raflarda görme şansımız olur. Farklı bir ütopik dünya okumak isterseniz, "Kadınlar Ülkesi" eserini de listenize ekleyin şimdiden. Herkese keyifli okumalar dilerim.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar Ülkesi
Charlotte Perkins Gilman
Charlotte Perkins Gilman
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,5bin okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.