Gönderi
Hayvan Çiftliği
Okumak iptiladır (tiryakiliktir), Allah'ın selamı ve rahmeti müptelaların üzerine olsun..! :))
2022'de okuduğum ilk kitap İngiliz yazar George Orwell'dan Hayvan Çiftliği oldu.
İlk baskısı 1945'te yayımlanmış olan kitap, İngiliz Edebiyatı'nın modern klasikleri arasında ve yıllardır tüm dünyada çok satan, çok okunan bir roman.
#dikkatazıcıkspoileriçerebilir
İngiliz sol kalemlerden Orwell, İngiltere'deki bir çiftlikteki hayvanlar üzerinden insanları, sistemleri ve dinleri (bilhassa kilisede kılıktan kılığa girmiş, çoktan hükmünü yitirmiş olan Hıristiyanlık dinini ve cenneten arsa satan papazları) eleştiriyor.
Beylik Çiftlik'in sahibi tarafından karın tokluğuna çalıştırılan hayvanlar yaşlı, "bilge" ve ağzı iyi laf yapan bir domuz önderliğinde ayaklanmaya karar veriyorlar.
Sabırla ayaklanmanın gerçekleşeceği günü bekliyor, devrim şarkılarını mırıldanarak çiftliği ele geçirecekleri ve "ideal" düzeni kuracakları zamanların hayalini kuruyorlar.
Yaşlı domuz ardındaki koca bir çiftliği "ideal" düzen hayaline inandırmış olmasına rağmen ayaklanmayı göremeden ölüyor.
Çiftlik sahibi Mr. Jones birgün hayvanların yemini vermeyi unutunca, fırsat bu fırsat geride kalan hayvanlar ayaklanmayı gerçekleştiriyor ve çiftlik yönetimini ele geçiriyorlar.
Beylik Çiftlik oluyor bize Hayvan Çiftliği.
7 kuralı olan bu çiftlik domuzlar tarafından yönetilmeye başlanıyor.
İlk günlerde her şey güzel gidiyor gibi gözüküyor olsa da, daha en başında domuzlar diğer hayvanlara göre daha ayrıcalıklı bir hayat yaşamaya başlıyorlar.
Gerisini çok fazla anlatmaya lüzum yok.
Domuz, at, inek, tavuk, kedi, keçi, eşek, kuzgun, sıçan, köpek, koyun vs. çiftlikteki tüm hayvanlar; belli ideoloji ve duruşlardaki insanları tasvir etmek için kullanılan karakterler.
Hayvanları örgütleyen yaşlı domuz Marx'ı, Hayvan Çiftliği komünist Sovyetler Birliği'ni İngiltere ise kapitalist dünyayı, domuzlardan biri diktatör Stalin'i temsil ediyor vb. yorumlar yapılabilir hatta bu yorumlar doğru da olabilir.
Ancak daha geniş bir perspektiften bakınca tarih boyunca yaşamış insanların ve yönetimlerin hemen hepsine dokunan eleştiriler bunlar.
Kitabı beğendiğimi söyleyemem.
Birçok okuyucu gibi alkışlar da yağdırmayacağım.
Insanlar başlarına buyruk, kendi nakıs akıllarınca bir düzen kurmak istedikleri müddetçe kurulan bütün bu beşeri ve hatalı düzenler yıkılmaya ve zulüm saçmaya mahkum.
Yöneticiler gücü ve iktidarı put edindikleri müddetçe de, kitapta yazarın benzettiği gibi domuzlar kadar aşağılık bir duruma düşüyorlar.
Kitabın başında Çiftlik Sahibi (kapitalistler) tarafından sömürülen hayvanlar, kitabın sonunda ümit tacirliği yapan domuzlar tarafından (komünistler) sömürülüyorlar.
7 kural yani "ideal" düzeni korumak için tayin edilen anayasalar, algı yönetimleriyle domuzların lehine bir bir değiştirilip dönüştürülüyor.
Sonunda olan yine çiftlik halkına oluyor.
Ruhu, kalbi yok sayan inançsız insanların "kutsal kitabı" (!) olmak için son derece uygun, aslına bakarsanız fazla abartılmış bir kitap.
Yazar kapitalizmi de komünizmi de eleştiriyor; ben hem kapitalizmi, hem komünizmi, hem de insanı ruhtan, kalpten, inançtan sıyırmaya çalışan yazarı eleştiriyorum.
Anlatım herkesin anlayacağı basitlikte ve sürükleyici, düşüncelerimiz uyuşmasa da edebi yetenek yönünden güçlü biri George Orwell; çeviri de gayet başarılı; kurgu kitaplarda görselleri sevmiyorum, hayal gücünü kısıtlıyorlar bence, bu kitapta da fazla görsel var, bu da yayınevine bir eleştirim olsun.
Kitabın sonundaki şu vurucu cümleyle bitireyim:
"... Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı."
Daha fazla kitap yorumu için Instagram adresimi takip edebilirsiniz :) @readwith
#alegori #sosyalizm #stalin #napoleon #domuz #sovyetler #hayvançiftliği #animalfarm #georgeorwell #kitap #eğitim #book #bookstagram #kitaptavsiyesi #okudumbitti #kitapyorumu #okuryorumu #roman #ingilizedebiyatı #modernklasikler #edebiyat #politiktaşlama #taşlama #politika
87 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.