Zamansız ve mekansız bir kurgu Seçilmiş Huzursuzluk. Zamansız ve mekansız diyorum Çünkü zamanın ve mekanın önemi yok. Mühim olan yaşananlar, insanlar ve insan davranışları. Güneş bütün kavuruculuğu ile parladığı, toprak kuruduğu, yağmur bulutları uğramaz olduğu bir diyarda insanlar açlık ve fakirlik içindedirler. Hepsi bir deri bir kemik kalmış, hastalık vurmuş ,çocuklar ve bebekler ölmektedir. İnsanlar kızgındır. İnandıkları Lala onların bu perişan halini görmüyor mu? Lale öldü diye düşünürler, inanmaktan vazgeçerler, isyan ve kızgınlık kaplar tüm bedenlerini. Oysa aynayı kendilerine çevirip hiç bakmazlar. Biz ne yaptık da başımıza bu geldi?? Bolluk ve bereket zamanında şükrettik mi? Yemek ve kibirle uğraşacağınıza kötü günler için kenarıya bir şeyler ayırdık mı? Durumu kötü olan insanlara yardım ettik mi?? İnsanlar hep böyle değil midir zaten? Kötü anlarında hep bir kurtarıcı olsun isterler ancak bolluk ferah zamanında unuturlar. Bu dönemde Atilla inancı ile öne çıkar. Kutsal dağ gidip Lala'ya yalvarır. İnsanlardan da Lala'ya inanmayı bırakmamalarını dua etmelerini ister . İnsanlar çok tepkilidir. Başta zorlansalar da sonra Lala ya inandıkları için değil Atilla inandığı için dua ederler. Ellerindeki çok az yiyecek de günden güne azalırken bir umut ışığı beklemektediler. Peki dualarına karşılık alınca ne oldu dersiniz? İnsanlar inanmaya ve dua etmeye devam mı ettiler? Yoksa açgözlülük , kibir onları ele mi geçirdi? Okuduğum harika kitaplardan birisiydi Seçilmiş Huzursuzluk. İnsanın en ilkel dürtülerine ayna tutarak gerçeği kurgulamış. Tarihte de benzer bir çok olay dolu. Bu herkes için geçerli değil tabii . Atilla gibi olanlar da var fakat azınlıkta kalıyorlar.

Seçilmiş HuzursuzlukCihan Buğdaycı · Okur Kitaplığı · 202159 okunma

·

44 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nilüfer