EĞİTİMCİNİN GÖZÜNDEN;Alman Edebiyatı ile geldim bu kez,bir solukta geldim ve kendimi kelimelerin büyüsüne bıraktım demek isterdim fakat öyle olmadı.
Okuduktan sonra eserde bahsedilen önemli noktaları düşünmek ve özümsemek istedim aslında....
Benim için normalin dışında,sıradışı bolca terimsel ifadelerin yer aldığı bir okuma tecrübesiydi.
Özel bir okumaydı bir o kadar da güzel ve farklıydı.
Eğitimci olmak neyi gerektirir,çok mu despot olmalı bir öğretmen yoksa öğrenciyi anlamalı mı? Ya da arada ki mesafeyi koruyarak saygı çerçevesinde öğrencilerinin yanında olduğunu hissettirmek midir iyi bir öğretmen olmanın en önemli koşulu...
Herkese göre farklılık gösterebilir belirttiğim noktalar...Hikayede ki öğretmeni,tavır ve davranışlarını eleştirmeden önce onun bu şekilde davranmasına sebep olan neden neydi diye düşünmeden edemedim.
Çocukluk tramvaları mıydı yoksa gençlik ve ergenlikte yaşadığı sorunlar mıydı...Bilemedim...
Çok ciddi alt sebebi olduğunu düşünüyorum çünkü bir öğretmen bu derece sert,otoriter,vicdansız ve merhametsiz olamaz ve sadece öğrencilerine karşı sergilediği bir tutum değil özel hayatında da aynı durum söz konusu malesef ki.
Branşı ile bütünleşmiş,hayvanları insanlardan üstün gören hatta insanlarla hayvanların oluşumlarını,evrimsel süreçlerinin bolca karşılaştırmasını yapan öğretmenimiz vermiş olduğu bilgilerin doğruluğuna olan inancı o kadar yüksek ki farklı bir düşünceye ve fikre kapalı,kabul etmiyor,konuşulmasını dahi istemiyor.
Öğrencileri insanlara düşman etmeye çalıştığını,tüm öğrencilerini birer hayvana benzeterek dersleri işlediğini de görmekteyiz.
Ve en önemlisi de kendi iç sesinin ve beyninden geçen yorumları çok sık okuyacağınız satırlar bekliyor sizi.
Yazarın Zaman arasında çok sık geçişler yapması da kitabı anlamak adına odaklanma konusunda okuyucuyu zorunlu tuttuğunu düşünüyorum.
Farklı bir okuma deneyimi yaşamak isteyenlere tavsiyemdir.
Mutlu Kalın