Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu/Duygusalların ulaşamayacağı yerlerde okuyunuz!Bazı kitaplar vardır, ismiyle çekerler seni önce sonra istesen de kıskaçlarından kurtulamazsın.
Şermin Yaşar,
Ne çok sevdim kalemini.
Geçtiğimiz yıl Çocuk Edebiyatı Kulübümüzün söyleşisinde tanıdım kendisini. O tanıyış bu tanıyış, hayran kaldım kalemine. Dedemin Bakkalı, Tarihi Hoşça Kal Lokantası derken bu kitapta buluştuk. Kitap da kitap ama, kallavi... Ara ara okuyayım dedim, yine kısa zamanda bitti.
Farklı hikayeler yer alıyor eserde. Hepsi bir roman olacak derinlikte. Karakter betimlemeleri oldukça başarılı. Sanki gerçek hayatta hatta benim hayatımda varmışlar gibi. Eser bana geçmişimle ilgili o kadar çok anıyı hatırlattı ki... Karakterler yerine benzer karakterleri koydum okurken. Daha çok acım birikti.
Hepimiz birer koleksiyoncu değil miyiz aslında? Kaybettiğimiz ne çok insanın hatırasını biriktirdik içimizde. Bir gün biz de kaybolup gideceğiz, ne koleksiyon ne koleksiyoncu kalacak geriye.
Ölüm
Ayrılık
Yalnızlık
Anne sevgisi eksikliği
Baba sevgisine hasretlik
Yoksulluk
Vefa, vefasızlık.
Darmadağın oluyorsunuz okurken. Öyle güzel anlatıyor ki "yoksunluk" duygusunu. En derinden hissediyorsunuz. Kahramanla annesiz kalıyor, kahramanla sevdiğinizi kaybediyorsunuz. Acıtıyor okurken. Bir taraftan da elinizden bırakamıyor, acınıza aşık oluyorsunuz. Hem dert hem antidepresan, hem yara hem yara bandı. Bitiyor, bittiğinde boşlukta hissediyorsunuz.
Eserin başında bir türküden alıntı yapmış:
"Sırlarımı söyledim dağlara dumanlara
Ben yazarken ağladım, okurken de sen ağla."
Gözyaşım dökülmedi ama ağlamadı kalbim dersem yalan olur. Bazen sayfalarca yazarsın ama üç beş sayfalık şu hikayelerin vermek istediğini veremezsin. Bilmem hikaye okumayı sever misiniz ama sevilmeyecek gibi değil bu hikayeler. Hani olsa da günlerce okusam dedim. O halde ne diye diğer kitaplarını da okumuyorum? En kısa sürede yazarın başka eserlerinin de incelenmesinde buluşmak dileğiyle!
Kalbimi bıraktığım bir alıntıyla son vereyim incelememe:
"Büyümeden yaşlandım resmen." (s. 113) Sahiden de öyle değil mi? İçimizdeki çocuğu öldürdüler, ölüp de genç olmadı, yaşlandı bildiğiniz. Hayatta kalmak için hayatta kalıyor, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getiriyoruz. Belki bir gün bir koleksiyonda bile yer almadan kayıp gideceğiz dünya yokuşundan...
Yine çok uzattım.
Okuyun derim, buna değecek bir eser.
Ve buraya kadar okuduysanız eğer, paylaşın, başkaları da okusun. Hatta toplanıp hep birlikte okuyalım yazarın eserlerini. Keyifle... Tabi böyle bir şey mümkünse!