Gönderi

124 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 hours
Dün okuduğum 'Son Nefes Havaya Karışmadan' kitabında geçen bir alıntıydı : "Mezarın üstünde doğuruyorlar, bir an gün ışıyor, sonra bir kez daha gece oluyor. " Beckett ismiyle sık sık yollarımız kesişiyor ve her seferinde yolumu değiştiriyordum fakat daha fazla kaçmanın anlamsız olacağı düşüncesiyle zehrin ucundan yudumlamaya karar verdim. Elime geçen kitabı okumaktan kaçınırım, okuyacağım kitabı ve yazarını hızlıca taramakla işe koyulurum her zaman. Beckett'la ilk karşılaşmamız olmadığına göre Godot'nun kim olduğu hakkında biraz bilgiye ihtiyacım vardı ve tam o an başlamıştı Godot'un kim olduğu belirsizliği, ya da ne olduğu? Bana kalırsa benim bir kitabı okuyuşum, orada Beckett'la bilmem kaçıncı kez göz göze gelişimiz, beni kitaplarına sürükleyişi, aralarından ilk olarak Godot'yu seçişim, okumaya başlayışım ama yine de Godot'yu bulamayışım Gogo ve Didi'nin her gün Godot'yu bekleyişinden çok da farklı minvallerde olaylar değildir. Hatta aynı dahi sayılabilir. Herkes Godot'yu bir mefhumla ilişkilendirmiş kendi iç dünyasında, kimi ölüm demiş onun için kimi anlam kimi umut kimi yarın.. Bence Godot 'öz'dü, hakikat. Beklemeyle gelmeyen, kendisine gidilen; gitmeye gerek duyulmayan, her an durumun içinde olan. Dün silindi, yarın için gelmesi hala bekleniyordu ve şu an anlaşılsaydı şayet belki dün de kazanılabilirdi fakat anı da kaybetti Gogo ve Didi ve hep tekrarlanan ama aynı döngüyle unutulan günler birbirini takip etti. Geç saatlerde yorgun bir kafayla okunmayacak bir eserdi, çok şükür ki dingin zihinle okunsa da tekrar tekrar okunması gereken bir eser. Godot çerçevesinden çıkıp sık sık Didi ve Gogo üzerinden de mana tufanıyla savurmadı desek yalan olur. Seneler içinde tekrar tekrar görüşmek üzere, belki o zaman Lucky ve Pozzo'nun da kulaklarını çınlatırız..
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 20008.1k okunma
·
268 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.