Kitaptaki Kemal karakterini- tahmin etmenin çok da zor olmayacağını düşünerek- diğer çoğu okur gibi itici, dengesiz buldum. Kendisi 30’lu yaşlarındayken 18 yaşında biriyle kendi rızasıyla olsa dahi beraberlik kurmasıyla başlayan ahlaki olmayan ikilemler arasında aşk kavramı üzerinden yıllar süren bir takıntı anlatılıyor. Ana karakteri ve yaptıklarını eleştirseniz dahi hikayenin geri kalanının klişe zengin erkek- yoksul kız aşkından veya yaş farkı- sınıf farkından ibaret olmadığını hissediyorsunuz. Zira Orhan Pamuk okumak bana göre klişeliği olağanüstü bir hikayeye çevirerek okuyucu çok şaşırtmaktır. Yazar kitabın son sözünde de belirttiği gibi kurmaca bir kahramanlar dünyasıyla gerçek hayatından izleri yoğurup karşımıza soru işaretleriyle dolu bir hikaye bırakıyor. Kitabın müzesinin olması, çoğu kavramı ( öncelikle aşk, etik- ahlak, evlilik vb…) sorgulatır olması onu diğer kitaplardan daha üstün kılan bir yere taşıyor. Okurken Kemal’e çoğunlukla sinirlenip yaptıklarını yargılıyorsunuz, bazen psikolojik bir temele dayandırıp merhamet duygusuyla anlamaya çalışıyorsunuz, bazen hissettiği duyguları yoğun bir şekilde duyuyorsunuz. Orhan Pamuk okumanın en çok sevdiğim yanı bütün cümlelerin binbir çeşit bir edebiyat ustalığıyla yazılması, edebi dilinin zenginliği, kelimelerinin çağrışım gücünün yüksekliği ve tabi çoğu kitapta aradığımız o an kitabı yaşıyormuşuz hissini vermesi. Kafamda Bir Tuhaflık kitabı hala en sevdiğim kitabı olsa da Masumiyet Müzesi denilince her zaman şaşırtıcı derecede bir soru işareti yığını, aşkın derinliği ve göreceliliği gelecek aklıma… Çok fazla spoiler vermeden yorumlamak istedim fakat ne kadar başarılı olduğu konusunda tereddütlerim bulunmakta. O kadarı da kitabın yoğunluğunu hala üzerimden atamayışımdan olsa gerek. İyi okumalar diliyorum herkese.

Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202274 okunma

75 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hasret Eken