-sen sıkıntılı zamanlarda neden hep kendini düşünüyorsun? canının istediği gibi konuşuyor, inliyor, ağlıyorsun? başka bir kalbin de sıkıntılı olabileceğini hiç düşünmüyor musun? belki de onun derdi daha büyüktür. onun için kendini sıkıntılara teslim etmediğini hiçbir zaman görmedim, onun için tahammül ediyorsun, o dertleriyle kalsın diye kendi dertlerinle ve bitkiliğinle onun dertlerini ikiye katlamayasın diye, omuzlarına düşen bunca dert yükü altında onu eziyorsun. neden şu anda benim de böylesine perişan bir durumda olduğumu, senden daha ağır ve şiddetli duygular hissetiğimi düşünemiyorsun? ben odun muyum? senin dertlerinin ve ızdıraplarının bana neler çektirdiğini görmüyor musun? azizim, bana dayan, ben bütün varlığımı senin baş koyacağın bir etek kılarım! bütün ruhumu korkudan güvene ereceğin bir kucak yaparım! bütün sevgi güçlerimi yüzünü ve saçlarını okşayan bir el kılarım, bütün varlığımı üzerinde uyuyacağın bir diz yaparım. kendimi, her şeyimi istediğin kadar içebilmen için sana veririm; ondan alman, onu istediğin gibi yapman ve istediğin gibi olman için bütün benliğimi sana teslim ederim. ne istersen onu kokla, ne istersen onu al, ne istersen onu yap, ne istersen o olurum; şu andan itibaren seninim! yine de doymazsan, yine de ihtiyaç duyacak olursan , yine korkarsan, artık ben ne yapayım? neden beni olmamı istediğin kadar acı ve üzüntü içerisinde görmüyorsun? bu gam ve hüzne tahammül edemem, beni kaçmaya zorlayacağından korkuyorum. ben kendimi hissetmeye kadir değilim. eğer senin yanında; yüzünde hiçbir maksat olmaksızın hatta sen bile olmaksızın kendimi bulabilirsem bir an olsun gecikemem; kendimi senden uzaklaştırmayalım. seni yalnızlığımda hatırlayacak olursam yine kaçarım, tek başıma kaçarım. korkunç bir şey! ben hakaret acısı dışındaki her acıyı tanırım. o zaman da bir sen kalırsın ve benim arzularım seni uğurlar... allah ruhuna senin yaşayabileceğin ve sığabileceğin kadar bir beden giydirsin.
Sayfa 94
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.