Gönderi

56 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
BÜTÜN ÖYKÜLERİ (ORHAN VELİ)
(Orhan Veli, Bütün Öyküleri, Can Yayınları, 1. basım, Nisan 2021, İstanbul, s. 52.) Elli iki sayfalık minik bir eser bu. Kitapta biri çeviri yedi öykü var: Hoşgör Köftecisi Kan Baharın Ettikleri Öğleden Sonra İşsizlik Denize Doğru Yaşasın Aşk (William Saroyan) Yalın ama yine de şiirsel bir dil, kısa cümleler; yaşamdan anlık görüntüler, sıradan insanlar… Bu öyküler bana hem içerik hem de üslup özellikleri bakımından Sait Faik’in öykülerini hatırlattı. Orhan Veli, Hoşgör Köftecisi’nde bir balıkçı meyhanesini gözlerimizin önüne getiriyor, mekânın kendi hâlindeki insanlarına şöyle bir dokunup geçiyor. Kan’da ustaca bir manevra ile okuru az çok bir gerilim içine sokuyor yazar. Okur ne olacak, kim kimi vuracak diye beklerken de öyküyü hiç umulmadık bir biçimde bitiriveriyor. Baharın Ettikleri öyküsünün kendi var oluşunu (yazılışını) konu edindiğini söyleyebiliriz. Yazar, postmodern yapıtlarda daha sık gördüğümüz bir oyunla, kurmacanın kurmaca olduğunu imleyerek yapıyor bunu. Öğleden Sonra’da bir sahil lokantasında gözüne çarpan bir kızdan bahsediyor. Lokantada çalışan kambur bir kızdır bu. İşsizlik’te aylak kahramanımız bir parkta hayallere dalar gider. Denize Doğru, yazarın başlıkta da belirttiği üzere şairane bir metin. Bu öyküde doğa ve deniz tutkusuyla, özgürce yaşama isteğiyle kendinden geçmiş bir kahraman karşılıyor bizi. Öyküyü okurken bu kahraman gibi biz okurlar da stres kaynağı bütün “ciddi” işlere boş vermek istiyoruz gerçekten. Yaşasın Aşk ise Orhan Veli’nin W. Saroyan’dan serbestçe çevirdiği bir aşk öyküsü, aşkın anormal doğasından bir kesit. Şiirlerini severek okuduğum, modern Türk şiirinde büyük bir atılıma imza atan Orhan Veli’nin öykülerini de keyifle okudum. Fırsat bulursanız göz atabilirsiniz. --- Öykülerde az da olsa bazı eski veya günümüzde pek kullanılmayan kelimeler bulunuyor. Bunları topluca açıklamaya çalışarak yazıma son vereyim. Hoşgör Köftecisi’nden: Camekân: vitrin. Tahlisiye simitleri: cankurtaran simitleri. Mustatil: dikdörtgen (masa). Muntazam: düzenli, sürekli ve düzgün bir biçimde. Külhanbeyi edasıyla: serserice bir tavırla, kabadayı gibi davranarak. Enikonu: iyiden iyiye, iyice, oldukça. İcap etmek: gerekmek. Peyke: oturmak için yapılmış duvara bitişik, alçak, tahta sedir. İskemle: arkalıksız sandalye. Kan’dan: Martin: tek kurşun atan bir tür tüfek. Mavzer: [Alman silâh yapımcısı Wilhelm von Mauser’in adından] Atış hızı dakikada ortalama altı mermi olan bir tüfek çeşidi. Vız gelmek: pek önemsiz görünmek. Bir hâl olmak: bir şeyin çok tekrarlanması yüzünden bitkin duruma gelmek, usanmak, bezmek, fenalık gelmek. Horoz: ateşli silahlarda çakmak taşına veya merminin kapsülüne vurmaya yarayan metal parça. Sökün etmek: birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek. Bakraç: çoğunlukla bakırdan yapılan kulplu, küçük bakır kap. Mihman: misafir, konuk. Karşılama: Trakya ve Marmara bölgesinde oynanan bir halk oyunu. Seza: uygun, yaraşır, bir şeye değer. Hasılı: sözün kısası, kısacası. Eğlenti: neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı. Saz: birden çok çalgının bulunduğu takım. Kubay: kupay, iri kulaklı bir çeşit av köpeği. (“Koskoca” TDK sözlüğünde yer almıyor, ilginç.) Meyil: eğilme veya bir yana eğilmiş olma, eğik durma hâli, eğim, eğiklik (“yamaç” diyebiliriz). Kâh: bazen. Baharın Ettikleri’nden: Taraça: teras. Domuzuna: inadına; adamakıllı, iyiden iyiye. İllallah demek: usanmak, bıkmak, bezmek. Taş çıkarmak: (biri ötekinden) üstün ve baskın olmak, bilgi ve maharetiyle üstün gelmek. Peyda olmak: ortaya çıkmak, belirmek, görünmek. Esvap: giysi. İskarpin: ökçeli, konçsuz ayakkabı. (konç: ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm.) Entari: genellikle tek parçalı kadın giysisi. Pertavsız: büyüteç. Kibar: zengin ve/veya soylu kişi. Çil yavrusu gibi dağılmak: toplu olarak bulunan insanların her biri bir yana dağılmak. Öğleden Sonra’dan: Alamana: balık avlamakta veya yük taşımakta kullanılan, tek veya iki direkli ve açık güverteli, büyük kayık, alamanata. Felek: (felenk, filenk) sütun, büyük taş, gemi vb. çok ağır şeylerin bir yerden bir yere kolaylıkla nakledilmelerini sağlamak için altlarına konan, üzerinden kaydırıldıkları kalın ve yuvarlak ağaç, bir nevi kızak. Turfanda: mevsiminden önce veya mevsim başında yetiştirilmiş (meyve, sebze). Çavalye: (çavela) tutulan balıkların içine konduğu sepet. Hallihamur olmak: birbirine karışmak, bir şeyin içinde erimek, onunla kaynaşmak. İmanı gevremek: çok yorulmak veya sıkıntı çekmek. İşsizlik’ten: Bahçe: park. Sıra: bank. Yağlı kuyruk: çok ve kolay kazanç sağlanan kimse veya iş. Bopstil: züppe. Nazar-ı dikkati celbetmek: ilgi çekmek. Kıl pranga kızıl çengi: giyimine çok özenmiş, çok özenli giyinmiş kimseler için kullanılır. Şamfıstığı: Antep fıstığı. Apteshane: tuvalet, WC. Melal: hüzün, keder. Tersyüz etmek: bir süre kullanılmış olan giysileri (daha uzun süre giyebilmek için) içini dışına çevirip yeniden dikmek, tornistan yapmak. Denize Doğru’dan: Dalyan: deniz, göl ve ırmakların kıyılara yakın yerlerinde ağ ve kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri. Mekik dokumak: iki nokta veya durum arasında sürekli gidip gelmek. Sıram sıram: sıra durumunda veya sıralanmış olan; sırası geldikçe. Çamçak: ağaçtan oyularak yapılmış kulplu su kabı, çapçak. Anafor: girdap. Mecmua: dergi. Ecirlik: uşaklık, hizmetçilik. Mihnet: sıkıntı, zorluk, eziyet. Sinsile: soy, sülale. Kozunu paylaşmak: aralarındaki anlaşmazlığı zora başvurarak çözümlemek. Celallenmek: öfkelenmek, kızmak. Alelade: bayağı, sıradan. Şeytan minaresi: bazı deniz böceklerinin koni biçimindeki kabuğu. Pina: tropik denizlerde diplerde yaşayan, iri yapılı yumuşakçaların ortak adı. Yaşasın Aşk’tan: William Saroyan (1908-1981): Ermeni asıllı Amerikalı roman, hikâye ve tiyatro yazarı. Jönprömiye: önemli rollerde oynayan genç erkek oyuncu, jön. Hayalî fener: çok zayıf kimse. Çiroza dönmek: çok zayıflamak. Bu minval üzere: bu şekilde. Püriştiha: çok iştahlı. Mizaç: huy, yaratılış. NOT: Kelimelerin sadece metindeki anlamı verilmiştir. İmlada son değişikliklere uymayan kelimeler var. Daha ziyade TDK’nin çevrim içi sözlüğünden ve çevrim içi Kubbealtı Lugatı’ndan yararlandım.
Bütün Öyküleri
Bütün ÖyküleriOrhan Veli Kanık · Can Yayınları · 20223,075 okunma
·
277 görüntüleme
Burhan ÖZALP okurunun profil resmi
Birinci Yeni yani Garip Akımı ilk ortaya çıktığında büyük tartışma yarattı. Garip Akımını savunan ve Orhan Veli'ye önemli destek atan zamanın önemli eleştirmeni ve edebiyatçısı Nurullah Ataç'tı... Fakat sonra Orhan Veli ile Nurullah Ataç'ın arası bozuldu... Peki neden küstüler? İşbu bu videoda anlattım: youtu.be/xB2djruMc6A
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.