Gönderi

95 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitap, Tolstoy'un dev romanlarının dışında, öykü formatında yazdığı, üç adet harika öyküden oluşan bir eser. Öyküler, hepimizin çocukluğumuzda dinlediğimiz "kıssa"lar gibi, derin anlamlar içermekte, insanın içindeki iyilik ile kötülüğü ortaya koyup iyiliğe yöneltmeyi amaçlayan tarzda anlatılar. Tolstoy hemen hemen tüm romanlarında insanın içindeki Tanrı'yı, Tanrısal iyiliği ortaya koyan bir yazar. Bu kitaptaki öyküler de böyle özellikleri taşıyor. Öyküler şu şekilde; (spoiler içerir) 1. İnsan Ne İle Yaşar : Eşiyle fakirlik içinde yaşayan bir adam bir gün çıplak, aç ve üşümekte bir adamı acıyarak eve götürür. Aslında önce görmezden gelip geçip gidecekken içindeki merhamet onu yardım etmeye zorlar. Aynı şekilde adamın karısı da önce kendi fakirlikleri içinde bu adama yardımcı olmak istemez ama içinde uyanan merhamet adamı evlerinde barındırmaya razı eder. Adam, ayakkabıcı olan evin beyine yardımcı olarak 6 sene boyunca onlarla birlikte yaşar. Adam aslında Tanrı'nın bir yaşamı sonlandırma emrini acıdığı yerine getirmeyen bir melektir ve Tanrı tarafından olgunlaşması için yeryüzüne insan formatında gönderilmiştir. Bu hikayenin özünde, insanı insan yapanın içindeki Tanrısal merhamet olduğu, ancak diğer insanlara sevgi gösterdiğinde huzur ve mutluluğu, iyiliği yakalayabileceğini görüyoruz. Bunun dışında insanın gerçek ihtiyaçlarını asla bilemediğini, isteklerin peşinde koşmanın beyhudeliğini anlıyoruz. 2- İnsana Ne Kadar Toprak Yeter: Bu hikayede köyde kıt kanaat ama kimseye ihtiyaç duymadan yaşayan bir karı kocaya, kadının şehirde daha iyi koşullarda yaşayan kız kardeşi ziyarete gelir. Kız kardeşi köydeki ablasının yaşam tarzını küçümser, bu sırada köylü adamın kendini övmek durumunda kalması şeytanın dikkatini çeker ve bu adamın mal mülk edinme hırsına kapılmasını sağlar. Adam başka bir diyarda mal mülk yapmak için yerini yurdunu değiştirir. Çok daha zengin olur ama yetinmez bir başka yere göç ederek daha fazla arazi edinir, ama yine tatmin olmaz. En sonunda Sibirya'ya yakın Başkırdistan taraflarında bir yerde uçsuz bucaksız arazi edinebileceğini öğrenir ve oraya gider. Buradaki kabile ona der ki "sabahtan yola çıkacaksın, işaretleyebildiğin kadar araziyi işaretleyeceksin ve gün batmadan ilk işareti koyduğun yere dönebilirsen işaretlediğin alan senindir, ama zamanında dönemezsen yatırdığın para yanacak ve hiçbir şey alamayacaksın!" Adam öyle bir hırsa kapılır ki daha fazla arazi işaretlemek için aşırı bir gayret içine girer, ilk başladığı noktaya döndüğünde öylesine yorulmuştur ki ölüverir. Ve iki metrelik bir mezar toprağı ile yetinmek zorunda kalır. Burada da insanların mal hırsının ve açgözlülüğünün beyhudeliğini görüyoruz. 3- Efendi İle Uşağı: Toprak sahibi olan Efendi, ucuza kapatacağı bir arazi için çetin kış koşullarında at ve kızak ile yola çıkar, yanında da uşağı vardır. Donma tehlikesi geçirdikleri bir sırada bencilliğinden uşağı orada bırakır ve kendini kurtarmaya çalışır ancak yine yolu kaybederek uşağın yanında bulur kendini ve yaptığı bencillikten utanarak bu sefer donmakta olan uşağını kurtarmak adına kendisi ölür. Burada da statü farkı olmaksızın herkesin hayatının değerli olduğu, bencillikten uzak ve merhametli bir şekilde davranılması gereğinin anlatıldığını görüyoruz.
İnsan Ne ile Yaşar
İnsan Ne ile YaşarLev Tolstoy · Oda Yayınları · 2018192.9k okunma
·
78 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.