Sevgili okurlar, ben sizlere hoş duygular yaşatmak için yazmadım/yazmıyorum, bilakis yazma amacım, sizi rahatsız etmektir.
Bir kitabın sizi hoşnut etmesi, kalbinizi yumuşatması, duygu ve düşüncelerinize tercüman olması pekala iyi ve gereklidir fakat ruhunuzda huzursuzluk yaratmayan, içinizde bir şeyleri altüst etmeyen bir kitabın "kitap"lığı konusunda şüphe ederim. Eğer beni, yani yazdıklarımı okuduktan sonra yaşantınıza ve yaşantı tarzınıza kaldığınız yerden aynen devam ediyorsanız, ya beni okuyamamışsınız ya da ben size gerçek bir eser sunamamışım demektir.
Kitabımdan olabildiğince uzak durun, onu okumayın, ki okumadıkça okuduğunuzu göreceksiniz. Çünkü ben "hayat"tan başka bir şeyi yazmadım. Çünkü hayattan kaçsanız dahi hayatı yaşarsınız. Ve neredeyse tüm kitaplar hayatı yazar.
Bu kitap hem yaşadıklarımın hem gözlemlediklerimin hem de okuduklarımın bir kısmı, bir parçası gibidir.
Merhamet Et Bana benim için bir heves, bir sevinç ürünüydü. #137801219 incelememi okuyarak birazdan söylemek istediklerimi daha iyi anlayabilirsiniz:
Merhamet Et Bana, yolculuğumda illaki yürümem gereken ve yürüdüğüm takdirde beni İNSAN BİR YANILGIDIR.'a götürecek olan bir yoldu. Belki İNSAN BİR YANILGIDIR da bir sonraki kitap için yürümem gereken bir yoldur... Bunu göreceğim. Bu incelemeyi yazarak bir bakıma kendimi değerlendirmeye çalışıyorum.
İNSAN BİR YANILGIDIR.'a, tıpkı John Steinbeck'in Cennetin Doğusu kitabına baktığı gözle bakabilirim: "Şimdiye değin yazdıklarım yalnızca bir denemeydi; nem var nem yok hepsini bu romana koydum."
Çünkü İNSAN BİR YANILGIDIR. benim için tüm notlarımın, hayatımın, bakış açımın bir ufak derlemesidir.
Okuyanlara teşekkür ediyorum, okumak isteyenlere ise "rahatsız edici" okumalar diliyorum. :)
Unutmayın, okuduğunuz her şey kendinizdir.
··
2.117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.