Gönderi

300 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
İnanılmaz keyifli, su gibi akıcı, güneş gibi sımsıcacık, sihirli (!) bir aşk romanıydı. Kendi tabiri ile üzüm yetiştiricisi Sam ile cam ustası Lucy'nin aşk hikayesi.Şu ana kadar Lisa Kleypas'in tarihi aşk romanlarını okudum ve bir yorumumda da bahsettiğim gibi bu alandaki favori yazarlarım listesinde hızlıca üst sıralara yerleşmesine keyifle izin verdim. Günümüzde geçen ilk romanıydı ve bu açıdan biraz tereddütlüydüm. Tarzını yakalayabilir mi endişem vardı. Ama bence tarihi aşk romanlarındaki başarısını kat be kat aşmıştı bu romanındaki kalem gücü. Konuyu okursunuz nasıl olsa. Yorumlara geçelim hemen:) Yazar, romanın ana temaları olan gerek üzüm üreticiliği olsun isterse cam sanatı hakkında ziyadesiyle bilgiyle donatıyor okuyucuyu. Sıkılıyor musunuz? Şahsen ben belki de her iki alana da amatörce bir ilgi duyduğum için hiç sıkılmadım. Ve bence romanda yapıkları uğraşıya delicesine tutku duyan iki insan anlatılırken tutku duydukları alan hakkında genel geçer bilgi verilseydi fazlasıyla hafif kalırdı. Romanda bunun dışında hem Sam'in inek diye tanımlanacak kadar bilgiye tutkun olması hem de Lucy'nin babasının bilim adamı oluşu sebepleriyle sık sık enteresan konularda bilgiler satırlara/diyaloglara serpiştirilmişti. Ve bence bu da oldukça hoştu. En sevdiğim aşk romanları diyarları listemdeki İrlanda ve İskoçya'ya bir de Washington/Seatlle'daki Friday Harbor eklenmiş bulunuyor ne yazık ki. Umut ediyorum ki birkaç hafta devretmiş herhangi bir şans oyununun talihlisi ben olacağım ve hepsini kapsayan muhteşem bir tura katılıp bütün bu yerleri karış karış gezeceğim... Neyse nerede kalmıştık. Görülesi mekanlarda:) Mekan tasvirleri anlayacağınız üzere oldukça etkileyiciydi. Geçmişten kopup gelen hikayelerle süslenişi o yerleri daha da hayal edilebilir hale getirmişti. Ve ilk cümlemde bahsettiğim sihir. Sam ve Lucy'nin kendi alanlarında herkesten gizledikleri sihir yeteneklerinin oluşu romanın gerçeklik havasını ilginç bir şekilde bozmamıştı. Ve bu sihrin sonrasında ilişkilerini algılayış sürecinde yansımasını buluşu da gerçekten oldukça hoştu. Karakterler yerinde, zamanında ve abartısız bir şekilde tasvir edilmişti ve bu canlandırma için gerçekten yeterli gelmişti. Tek bir sorunum vardı romanda. Son! Evet, yazarımızın bir bağlama sorunu olduğunu daha önce tespit etmiştim. Güzel güzel yazıyor yazıyor... Sonra sanki bir acele, bir sıkılmışlık duygusuyla mı sarmalanıyor nedir çat diye romanı bağlayıveriyor. Bilmeme rağmen yine de öyle bir bozuldum ki sayfa atladığım hatta romanın basım hatası gazabına kurban gittiği kuşkusu ile yeniden yeniden kontrol etme ihtiyacı hissettim. Ama gerçekten bitmişti:( Ama kötü müydü? Hayır. Sadece bu hikaye biraz daha kallavi bir sonu fazlasıyla hak ediyordu bence. Birkaç yayınevi/editörel hatayı dile getirmeye gerek duymasam da takılmayın demeden de edemeyeceğim. Çünkü gerçekten güzel bir romandı...
Aşkın Son Yankısı
Aşkın Son YankısıLisa Kleypas · Epsilon Yayınları · 2016181 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.