Jöntürk
Jöntürk romanında, Batı’nın kültürünün gazete, dergi ve kitaplarla hızla aramıza
girmesi sonucunda oluşan üç farklı aile yapısından bahsedilmiştir. Dilşinaz ve Ahdiye
alaturka aileyi temsil ediyor. Ahdiye babasının vasiyeti üzerine okuma şansı edinmiş
olmasından kaynaklı tam alaturka diyemeyiz. Yeni eserleri de okuyan, körü körüne bağlı
olmayan, uyumlu bir kızdır. Fakat Dilşinaz Hanım hiçbir şekilde yeniliklere açık olmayan,
Batı’nın her şeyine karşı çıkan, eski törelerine göre yaşayan bir kadındır. Yeniliklere açık
değildir. Kaşif Efendi ve Nurullah ise Batı’nın yeniliklerini almışlardır fakat kendi törelerini
de unutmamışlardır. Alaturka ve alafrangayı kendi içlerinde harmanlamış, ortaya en makul
görülebilecek düşünceyi yaşamışlardır. Ceylan ve ailesi ise tamamen alafranga bir hayat
yaşayan, alaturka hayat yaşayanları hor gören bir ailedir. Batı uygarlığını benimseyen bu aile
romanın sonlarında bunun acısını yaşarlar.
Romana adını veren Jöntürkler, romanı siyasi bir roman yapmaya yetmemiştir.
Romanda serbest evlilik düşüncesine inanmasına rağmen aşırı kıskanç bir kadının sevdiği
adama kavuşabilmek için yaptıkları vardır. Yaptıkları netice vermeyince intikamını ve
sonunda cinnet geçirerek kendisini öldürmesini görmekteyiz. Bu yüzden siyasal-aşk romanı
denilebilir. Eser 2. Abdülhamit Dönemi’ni okuyuculara göstermektedir.
Alaturkaya körü körü bağlanmak, Türk töresindeki yanlışlıkları görmemize engel
olmaktadır. Yazar yer yer araya girerek, kendi fikirlerini okuyucu ile buluşturmaktadır.
Böylelikle hikayeye okumaktan ziyade emekliliğe ayrılmış gönüllü bir öğretmenden
dinliyormuş gibi bir izlenim verir. Bu araya girişler dikkat eksikliği bulunan okuyucuların
dikkatini dağıtabilir. Bu yüzden bölüm sonlarında ya da altbilgi olarak verilebilirdi.