Gönderi

202 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
-Beyaz mantolu adam (spoiler içerir) Oğuz Atay burada kendinden bahsediyor olabilir mi? Farklı, yabancı, toplumla uyuşmayan bir adam ve toplum tarafından anlaşılmayan. Farklı insanlar; deli, hasta vb etiketleriyle toplumdan dışlanıyor. Bize benzemeyen her şeyi ötekilestirip dışladığımız için. Hikayenin sonunda sirk maymunu gibi etrafı boş ve meraklı kalabalıkla çevrilince kurtuluşu tam bir varoluşçu olarak tek yönlü biletini kullanmakta buluyor. - Unutulan Bir arkadaşım tavan arasının karakterin zihni olduğunu söylemişti ya da bilinçaltı. Bazen kitap olurken sayfanın sonuna geldiğimizi ama tek kelime bile anlamadığımızı fark ederiz ya çünkü o an zihnimizde geçmiş ve gelecekle meşguluzdür. Öyle bir hikaye tavan arasına girip(zihnine) geçmişi kurcalayan bir karakter ve yine anlaşılmadığından muzdarip. 'Onlar gibi düşünmeyi bilmek isterdim' kitap genel anlamıyla uyumsuz, farklı 'onlar gibi' olmayan, düşünmeyen insan hikayelerini anlatıyor. Var oluş sancısı çeken insanlar. 'Beni de kendilerini de anlamadılar' anlaşılma isteği ama bir türlü anlaşılamamak. En beğendiğim hikayelerden biri de buydu. Anlatım tasvir her şey mükemmeldi. -Korkuyu beklerken Kitaba adını veren hikaye. Korkuyu ve o bekleyişin çaresizliğini ve aslında meçhul olan bir şeyden korkmanın gerçek bir şeyden korkmaktan daha zor oluşnu anlatıyor bir nevi. Bilinmeyene duyduğumuz korku. Peki korkularımız hayatımızı ne ölçüde yönlendirebilir? Hikayede göreceksiniz ki tamamını etkileyebilir. -Bir mektup Bu hikayeyi önce Zweig'in bilinmeyen bir kadının mektubuna benzettim ama alakası da yok bir erkekten patronuna(sanırım) yazıldığını ilerleyen sayfalarda anladım ve hikayeyi anlayamadım. Neden yazıldı ? 3. Şahıs kim ? Sevmedim sevemedim hikayeyi. -Ne evet Ne hayır Bu hikayeyi çok sevenler varmış ancak içinde bulunduğumuz koşullar dolayısıyla sevebileceğim bir hikayeden çok korkabilecegim bir hikaye gibiydi çünkü bu saplantılı aşkların (!) nelere sebebiyet verebileceğini üzüntüyle görüyoruz gerçek hayatta. Son olarak babasına mektubuna bayıldım. Belki yarası yarama denk geldiğindendir. Bilmiyorum ama en çok o etkiledi beni. Buraya kadar okuduysanız teşekkürler. Oğuz Atay'in en kolay okuduğum ikinci kitabı Oyunlarla Yaşayanlar da akıcı ve çok etkileyiciydi. Oğuz Atay'ı anlayamayız ama anlamaya çalışabiliriz. Ben burdayım sevgili Oğuz Atay ve seni anlamaya çalışıyorum.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
·
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.