"Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir." Klasikleri zaten çok seven biri olarak Oscar Wilde'nin yayımlanmış tek romanını çok severek ve etkilenerek okudum. Betimlemeler o kadar güçlüydü ki etkisinde kalıp aynı cümleyi birkaç kez daha okuduğumu bilirim. Kitabın içeriğiyle ilgili ne desem spoiler vermiş olurum korkusuyla içine çok girmeyeceğim. Kitabımızda ana karakterler olarak Dorian Gray ve onun iki dostu olan Henry ile Basil yer alıyor. Olaylar Basil'in Dorian'ın mükemmel bir portresini yapmasıyla ve Henry'nin bu portreden yola çıkarak Dorian'ın ruhunu zehirlemesiyle başlar. Basil'in yaptığı o portre zamanla Dorian'ın vicdanın tasviri olacaktır. Evet en kapalı bu şekilde anlatabilirim. Ama zaten olaylardan ziyade asıl önemli olan; kitapta ruha, vicdana ve güzellik algısına bambaşka boyutlar getirmesiydi kanımca. İnsani değerlerin kişinin hayatından çıkınca ne denli korkunç bir hal alabildiği ve ruhunun nasıl yozlaştığını net bir şekilde gösteriyor bize kitap boyunca. Bana göre Henry kötü ruh, Basil iyi ruh, Dorian ise arayışta olan iyi ve kötü arasında kalmış avare bir ruhtu. Kitapla ilgili biraz araştırma yapınca Wilde'nin roman karakterleriyle ilgili şunu söylemiş olduğunu okudum: "Basil, ben olduğumu sandığım kişidir; Henry dünyanın ben sandığı kişidir; Dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda..." Kitap basıldığı dönem çok eleştirilmiş, sansürlenmiş hatta Wilde'nin yargılanırken aleyhinde delil olarak gösterilen tek eseriymiş. Yazarın kendi hayatından, cansel yöneliminden, tercihlerinden bir şeyler ekleyrek kitabı yazdığını ve bunun sonucunda neler çektiğini öğrenince daha çok üzüldüm. Kitap bana göre olağanüstüydü, kesinlikle tavsiye ederim

Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Karbon Kitaplar · 201973,4bin okunma

·

69 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Halime Güven