Gönderi

Yüzük Kardeşliği, Bölüm XI Karanlıkta Bir Bıçak
Yapraklar uzun, çimenler yeşildi, Ne hoştu şemsiyesi uzun göknarların Ormanın açıklığında, gölgede Göz kırpıyordu ışığı yıldızların Tinúviel dans ediyordu orada şimdi, Görünmeyen bir kavalığın ezgisiyle Yıldızların ışığı saçlarında Ve parıl parıl parlıyordu elbisesi sırtında. Beren buz gibi dağlardan geldi oraya, Kaybolmuştu yaprakların altında gezinirken, Kederli kederli dolaşıyordu bir başına Elf Nehri’nin akıp gittiği yerde Baktığında göknar yapraklarının gerisinden O altın çiçekleri gördü şaşkınlıkla Kızın pelerinini ve kollarını örten, Ve saçları sanki ardında bir gölge … Kaçtı kız yine, ama bu kez Beren yetişti hemen Tinúviel! Tinúviel! diye. Elfçe ismiyle seslendi ona birden, Ve bunu duyunca kız, kalakaldı oracıkta. Bir an durdu Tinúviel, efsunlandı sesiyle, Yetişip onu kollarına aldı Beren, Kötü kader hükmetmişti bir kez Tinúviel’e Parıldayarak yatarken oğlanın kollarında. Saçlarının gölgesinde gözlerine bakarken Beren kızın, Aksini gördü göklerde Donuk donuk titreyen ürpertili yıldızların. Tinúviel, Elf güzeli, Ölümsüz kız, elf soylu bilge Gölgeli saçlarının hapsine aldı onu Ve gümüş parıltılı kollarının. Onları upuzun bir yola sürdü kader Boz ve soğuk dağları aşan, Demir saraylar ve karanlık kapılardan geçtiler Gece gölgeli ormanlardan, şafaksız Ayıran denizler geçiyordu aralarından, Yine de sonunda bir kez daha görüştüler, Ve çekip gittiler çok önceleri bu zamandan, Orman içinden şarkı söyleyerek, gamsız.
Sayfa 195 - Tinúviel’in Öyküsü - Aragorn
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.