Gönderi
Antakya, Suriye ve Lübnan boyunca uzanan Doğu Akdeniz kıyı şeridi yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere, krallıklara ve imparatorluklara ev sahipliği yaptı.
Bunun doğal bir sonucu olarak bu topraklar üzerinde çeşitli inanış ve değerlere sahip insanlar bir arada yaşama refleksini geliştirdiler.
Binlerce yıldır komşuluk hatta akrabalık ilişkilerine sahip olan bu topluluklar hoşgörü ve eşitliğin temele yerleştirildiği bir yaşantı sürdüler.
Yazarımız Amin Maalouf da işte bu Doğu Akdeniz kültürünü ve yaşama biçimini genlerinde taşıyan bir entelektüel.
Lübnan'dan Fransa'ya göçen ve yaşamını Fransa'da sürdüren Maalouf hem göçüp gitmenin yarattığı tahribatı ve yabancılaşmayı hem de eve dönüşün heyecan ve hayal kırıklıklarını en iyi bilen yazarlardan.
Doğu'dan Uzakta isimli bu kitabın başlangıç bölümünde az önce bahsettiğim farklı inanış ve değerlere sahip bir grup gencin Lübnan toprakları üzerinde birbirlerine nasıl denk geldiklerini, farklı inanış ve değerlerin bu arkadaş grubunda nasıl etkili olduğunu ustaca betimlemiş.
Ortak hayalleri paylaşan hatta dünyayı kurtarmayı hedefleyen bu genç ve renkli grubun bir iç savaş sonucu nasıl çözüldüğünü, dünyanın farklı yerlerine nasıl dağıldıklarını, memlekette kalmaya karar verenlerin ise nelerle uğraşmak zorunda olduklarını okuyunca duygulanmamak elde değil.
Tam da bu noktada iç savaşların bir ülkenin hatta bir coğrafyanın medeniyet ve kültür birikimine nasıl ağır darbeler vurduğuna üzüntüyle şahit oluyoruz.
Kitabın ilerleyen bölümünde ise bu grubun bir ortak arkadaşlarının vefatı sebebiyle Lübnan'da tekrardan bir araya gelme fikri ve eve dönüş yolculuğu başlıyor.
Bu eve, yuvaya dönüş fikri her bir karakterde farklı duygulara ve farklı anıların hatırlanmasına sebep oluyor.
Maalouf'un bu konuda da maharetli olduğunu söylemeliyim. Karakterlerin ruh durumlarını ustaca yansıtmış.
Eve dönen karakterler nelerle karşılaşıyorlar? Başlarından neler geçiyor? Sevindikleri ve hayal kırıklığına uğradıkları şeyler veya durumlar neler? Neleri hatırlayıp, hangi konularda çelişiyorlar? Bütün bu soruların cevaplarını kitabı okumak isteyenlere bırakıyorum.
Dipnot: kitabın kurgusu harika olmakla beraber sonuç bölümünün zayıf kalmış olduğunu düşünüyorum. Belki de Maalouf, doğu insanlarina özgü şekilde hevesimizi kursağımızda bırakmak istemiştir.
·
233 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.