Gönderi

23 Ekim 1991 - ABD Senato Komitesi
Bizi en çok korkutması gereken şey, 2000'li yıllardaki okulun 1990'lı yıllardaki okullara tıpatıp benzemesidir. 1990'larda okul, neredeyse 1890'lardakinin aynısıydı. Yine de şuna dikkatinizi çekerim ki; Eğer bir yüzyıl daha geriye, 1790'lı yıllara gitseydiniz böyle bir okul göremezdiniz. 1790'lı yıllarda, Amerika'da eğitimli olmak hâlâ mümkündü çünkü okul gençlerin tüm zamanını ele geçirmemişti ve aile hayatı üzerine asalak gibi çökmemişti. Büyüme çağında olan çocuklara köleye yakışan alışkanlıklar kazandırmıyordu, bir sürü hazır düşünce yüküyle gençlerin beyinlerini yıkamıyordu. 1790'da eğitim alabilmek mümkündü çünkü etrafınızda çok sayıda insan size eğitim verme rolüne soyunmuyor, sizi yasal cezalarla korkutup, sundukları şeyleri kabul etmeye zorlamıyorlardı. Eğer bir değişim olacaksa bu, çocuklarının incitilmemesi için, artık harekete geçmeye karar veren sıradan insanların cesur kişisel kararları sonucunda olacaktır. Kurumsal yelpazenin en kibirli ucunda James Bryant Conant gibi halk düşmanlarımız var. Kendisi Birinci Dünya Savaşı'nda zehirli gaz uzmanı ve Harvard'ın uzun süreli rektörüydü. 1959'da verdiği bir beyanatta, "Eğitim; okul ne veriryorsa odur." demişti. Dr. Conant, sıradan yurttaşların kendisi gibi uzmanlar tarafından alınmış kararlar üzerinde sorgulama hakları olduğunu düşünebiliyor olmalarından çok rahatsızdı. Onun tâlep ettiği şey, esasında, "Ben ne dersem, eğitim odur." diyebilme hakkıydı. Fakat zihin ve karakter eğitiminin amaçlarına yönelik genel bir tanım yapılmasından hiçbirimiz kaçamayız. Eğer biz halk olarak, eğitimin amaçları konusunda aynı fikre sahip olmazsak hiçbir şekilde eğitime başlayamayız. Şâyet varacağınız yer orada bir yer diye belirsiz bir hedef olsaydı arabanıza atlayıp on iki yıllık bir yolculuğa çıkar mıydınız?
·
194 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.