Gönderi

·
Not rated
SOSYOLOJİDE YASA FİKRİ Nasıl ki matematik; doğayı anlama, takvim oluşturma, vergilendirme ve ticarette kullanılarak bir ihtiyaç dâhilinde ortaya çıkmışsa sosyoloji de sistematik bir bilim dalı olarak toplumun "yasalarını" keşfetmek ve buna bağlı olarak bir takım "öngörüler"de bulunmak iddiasıyla ortaya çıktı. Buradaki ön görmeyi "yasa" olarak kabul edebiliriz diyor Canatan hoca. Bu anlama biçimi, insan gibi göreceli varlıklardan oluşan toplumları belirli kalıplar hâlinde anlamayı daha da rasyonel hale getiriyordu. Canatan hoca bu kitabında uzun yıllardır zihninde bir tohum gibi duran bu "yasa" fikrinin peşine düşmüş. Yasa' nın; tasvir edici, düzenleyici, normatif, kanun koyucu özelliklerinin olduğunu kelimenin etimolojik kökenine inerek, örneklendirerek, mukayese ederek, izah etmeye çalışıyor. Yasa kelimesinin önceki kullanımı olan kanun kelimesini ve diğer bilim dallarındaki kanun çeşitlerinin içeriğini Emile Boutroux' dan alıntılarla kısaca açıklıyor. Yasa fikrinin bir dünya tasavvuru olan "determinizm, indeterminizm" tartışmalarını da etkilediğini belirtiyor. Sosyolojide tek bir determinizm degil çoklu bir determinizm olduğunu Gurvitch ve öğrencisi Şeriati 'den alıntı yaparak bize kısa bir şekilde aktarmış. Insan-alem tasavvurunu, bunların yasa tiplerini, kullandığı metaforları yatay ve dikey düzlemde diye ikiye ayırarak iki farklı tabloda bize sunmuş. ------- 1. Bölüm/ Yasa Fikrinin Tarihsel Temelleri ve Gelişimi - yahudilikteki evren ve yasa düşüncesinin teolojik gövdesini oluşturan "tenzihi ve teşbihi" şeklindeki anlatıma yer vermiş. - hıristiyanlıktaki evren ve yasa düşüncesini özetleyen "kutsal yasanın(musa'nın şeriati) tamamlanması ve hristiyanlığın tanrı imgesindeki yaptığı yenilik" meselesine değinmiş. - islam düşüncesindeki evren ve yasa anlayışını açıklayan "kuranda pek çok kez geçen ve bilgi temelli olan zatî-subuti sıfatlar ile mümkün varlık-zorunlu varlık" tanımlamasına değinmiş - mistik gelenekteki düzen ve yasa fikrini ise " profetik dinlerdeki fizik-metafizik, alem -tanrı dualizmini kaldırıp tek ve bütün" şeklinde açıklamış. - filozofik gelenekte düzen ve yasa fikrini; Demokritos, atom; platon, gayeci; Aristo, hareket, oluş' tur diyerek geniş bir şekilde ele almış. ------2. Bölüm/ Sosyolojinin Kuruluş Aşamasında Yasa Fikri - Canatan hoca, sosyoloji tarihini Comte'den değil, İbni haldun'dan başlatır. Hatta bununla ilgili akademik çalışmaları da vardır. Ibni haldun' un tarihi ve evrendeki yasaları anlamaya çalıştığı "düzen, nedensellik zinciri, ilm-i ümran, sünnetullah, taklit yasası, benzerlik ve benzemezlik yasası, değişim, olaylar üzerine düşünmek(batınî tarih) " gibi kavramlar üzerinde durmuş. - Comte, sosyoloji tarihinde ibni haldun' u gölgede bırakmış bir isimdir. Comte ise doğa yasalarında nasıl ki bir yasa varsa bunun sosyolojide de olabileceği iddiasında olmuş ve bu tarihsel yasaların keşfedilmesi gerektiği üzerine durmuştur. Hattâ kurmaya çalıştığı yeni toplum bilimine "sosyal fizik" ismini vererek sosyolojinin "pozitif" bir bilim olduğu sıfatını yakıştırmıştır. Ibni haldun ve Comte' da, doğal ve sosyal dünyada belirli yasalar vardır noktasında bir hemfikirlik olmakla beraber bunları açıklama noktasında farklıdırlar. ------- 3. Bölüm/ Klasik Sosyolojide Yasa Fikri - aşağıda ismi geçen beş isim farklı akımlar ve fikirlere sahiptir. Onlarda yasa fikri olmakla beraber birbirinden farklıdır. Zaten 19. yüzyılın ruhu fizik bilimlerinin hakim olduğu ve buna bağlı olarak sosyolojinin de kanun arayışı içinde olduğu bir dönemdir. Sosyal hayatta ve tarihsel süreçte geçerli olduğu düşünülen yasaları Marks, diyalektik yasalar; Spencer, evrimsel yasalar; Durkheim, organik ve işlevsel yasalar; Weber, olasılıkçı nedensel yasalar; Parsons, yapısal yasalar olarak tanımlamıştır. ------- 4. Bölüm/ Çağdaş Sosyolojide Yasa Fikri - çağdaş sosyolojide kanun fikri tamamen ortadan kalkmamış üç önemli gelişme yaşanmıştır. Ilk olarak frankfurt ekolü ve Elias sosyolojideki yasa fikrini tartışmaya açmışlar ve ciddi bir kritik yapmışlar. Ikinci olarak Sorokin ve Gurvitch gibi sosyologlar toplumsal hayatta bir değil çoklu bir yasa olduğunu ve bunların her birinin farklı katmanlarda, farklı derecelerde bağlayıcı olduğunu ortaya koymuşlar. Günlük hayatın sosyolojisi yapan mikro kuramlar postmodernizm yasa fikrinin sonunu ilan etmişler. Giddens, yapılaşma kuramını; postmodenistler ise yasasız bir sosyoloji önermiştir. Kitapta yasa fikrinin ekoller açısından nasıl bir tarihsel seyir aldığını detaylarıyla anlatılmış. Kitabın sonunda ise yazar " evrende bir hiyerarşik düzen bağlı olarak farklı türden yasalar olduğunu ama tabiatta bulunan bu yasaların tarihi ve toplumu inşâ eden insanın yaşadığı toplumsal dünyada birebir bulunmazlar. Toplumun yasaları kültürel yasalardır. İcbar edicilikleri ve bağlayıcılıkları açısından doğal kanunlardan farklı oldukları gibi toplumsal yaşamda da herkes için aynı şeyi ifade etmez" şeklinde kendi değerlendirmesini özetlemiş diyebiliriz. Kitabın teknik açıdan güzel tarafı da şu olmuş: konuların ele alındığı bölümlerin sonunda bölümler özetlenmiş. Kitabın sonunda da aynı şekilde tartışma ve sonuçlar başlığı adı altında küçük bir özet oluşturulmuş. Sosyoloji tarihi, sosyoloji ekolleri ve isimleri hakkında temel alt yapısı olmayan bir okuyucunun biraz zor anlayabileceği bir eser. Ama bir çok sosyolojik akımın ve ismin düşünce dünyasının tam ortasında olan "yasa" fikrini, derli toplu bulabileceğiniz enfes bir eser olmuş. Sosyal bilimlere ilgi duyan okurlara tavsiye edebileceğim bir eser.
Sosyolojide Yasa Fikri
Sosyolojide Yasa FikriKadir Canatan · KETEBE Yayınevi · 20192 okunma
·
108 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.