Gönderi

🌀 Hava Muhalefeti Halkı işbirlikçi medyaya mahkum eden dayatmacı ve sömürgeci düzen niyetini gerçekleştirmek için muhalefete el atmayacak, onu dizayn etmeyecek kadar düşüncesiz değildi. Ülkenin sorunları ve iktidar ile muhalefetin gündemine baktığınızda siyasetin bu millet için gelecek vaad eden bir durumu kalmadığını çok açık ve net söylemek mümkün. Nedir ülkemizin ve milletimizin sorunları? Kamulaştırma yapmamak ve enerji bağımlılığı en büyük iki ana sorundur. Uzmanlar ülkemizin yıllık enerji tüketiminin 310 milyar kilovat olduğunu, güneş enerjisi ile elektrik üretme potansiyelinin 400 milyar kilovat olduğunu söylemektedirler. Milli olduğunu söyleyen bir zihniyetin güneş enerjisi ile ilgili yatırım yapması gerekmez mi? Uyguladığı politikaları bir yerlerden akıl alarak uygulayanlar bunu yapabilir mi? Bizim kaynaklarımızı küresel istilacı şirket ve yerli işbirlikçi sermayeye aktaran zihniyet bunlar. Yirmi yıldır yol ve köprü yaptık diye halkı kandıranların kime hizmet ettiğini artık öğrenmek zorundayız. Ülkemiz ulaşım ve tüm nakliye işlerini % 96'sını karayolu ile yapmaktadır. Denizyolu ve raylı sistemlerin payı% 4 olması ülkemizi yönetenleri ve yönetmeye talip olanları düşündürmeye yeter mi? Yetseydi ülkemiz bu hale düşer miydi? Karayolunda kullanılan ithal araçlar ve akaryakıt ülkemizin en büyük enerji ihtiyacını artıran unsurdur. Oysa yarım ada olan Anadolu'da denizyolu ve raylı sistemlerle taşımacılık ve nakliye yapmak daha az maliyetlidir. O zaman neden enerjide dışa bağımlı olmamıza sebep olan karayolu tercih edilir? Çünkü enerjiyi bize satan kimse, otomobil ve diğer araçları bize satanlar kimse onların talebi bu yönde ve onların çıkarları bunu gerektiriyor. İktidarın millet yerine kime hizmet ettiğini, muhaletin bu konuda tek bir söz etmeden kime hizmet edeceğini buradan çıkartmak mümkündür. Ayrıca mavi vatan diye bildiğimiz denizlerde kara topraklarımızın yarısı kadar da denizde vatanımız var. Denizleri olmasına rağmen denizcilik politikası yeterli olmayan belki de dünyada tek ülkeyiz. Denizcilik bakanlığı neden yok? Denizlerimizde petrol, doğalgaz olup olmadığını biliyor mu ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar. Seçimden seçime gaz bulanlar neden o gazı evlere ve işyerlerine taşımak konusunda mahir değiller. Burada İran gazı ile ilgili bir konuyada değinmek istiyorum. İran komşumuz olmasına rağmen Atatürk sonrası Sadabak Paktı politikası terk edilerek Atlantik zihniyetinin Amerikan çıkarlarına hizmet eden dinci ve muhafazakar iktidarlar konuşumuz İran ile Amerika'nın istekleri doğrultusunda ticaret yapmamaktadır. Doğalgaz alımı dışında hiçbir ticaret söz konusu olmaması bizi nasıl bir ihanetin yetmiş yıldır yönettiğini göstermeye yeter. İran gazının bugünlerde kesildiği ve doğalgaz depolamasında % 30 civarında bir gaz stoğu ile kışı geçirmek zorunda kaldı ülke. Sanayi üretimi durdu. Yarın belki evlerde elektrik kesintileri başlayacak. İran petrol ve doğalgazını Çin'e satmak için anlaştı. Bize sattığı fiyattan daha yüksek fiyata Çin'e satacak. Belki de bundan sonra ki süreçte İran bize gaz satmayabilir. Rusya dışında gaz satın alabileceğimiz başka bir seçenek yok. Rusya ile iyi ilişkiler içinde olmamız gerekirken Ukrayna sorunu ile ilgili yine Nato üyesi olarak Amerikan çıkarlarına uygun bir politika ile Rusya ile ters düşüyoruz. Nato'nun bu ülkeye ne faydası var? Nato'nun zararlarını son yetmiş yıl anlatmaya yeter. İktidar yumuşak karnı gereği atlantik dayatmasına mecbur diyelim ya muhalefe ne demeli? Siz ne diye atlantik politikalarının karşısında değilsiniz? Utanmadan kalkıp Atatürk'ü ağzınıza milleti kandırmak için alıyorsunuz? İran ve Rusya ile ilgili dış politikada tek çarenin Atatürk'ün politikasına geri dönmek olduğunu neden söyleyemiyorsunuz? Esir misiniz? Elektrik özelleştirmeleri ile artan fiyatların can yaktığı bir süreçte kamulaştırma tek çare iken siz muhaletin bu konuda tek bir sözünü duydunuz mu? Ne diye bizden yetki istiyorsunuz o zaman. Bizi sermayeye müşteri yapan ve soyduran zihniyetlere ülke yönetme yetkisi vermeyeceğiz. İşsizlik, hayat pahalılığı, yoksulluk, hukuksuzluk, göçmen sorunu, tarım, hayvancılık, milli üretim, eğitim ve öğretim sorunları günbegün gün artıyor. Milleti etnik ve mezhepsel yönden bölerek ayrıştırıcı bir siyaseti benimseyen bir iktidarı örnek alan bir muhalefet o iktidarın bir başka versiyonudur. Halkın dayanma gücü kalmadı. Bunların gündeminde ne var? Terör elebaşı ile açılım nasıl yaparız yarışı var. Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer diyenler hava muhalefetini bahane ederek muhalefet yapmayı ertelemek zorunda kalanlardır bu yarışın içinde olanlar. Demokrasinin bu ülkede rafa kaldırıldığı yıllar oldu. Ülkenin hiçbir tarafında demokrasi kalmadı ki! Muhalefet olsaydı demokrasi yaşardı. Açılım yapınca terör ile masaya oturunca demokrasi gelecek demek istiyorlar. Bu emperyalist bir dildir. Yirmi yıldır iktidarın özelleştirme politikaları, beton ekonomisini, borç ve tüketim ekonomisi dayayan zihniyet siyasi parti kurmuş ittifak kurarak ekonomi programını bu zihniyete bırakacaklarmış. Suriye bataklığına ülkeyi düşüren zihniyet siyasi parti kurmuş ana muhalefet partisini tuzağa çekmek için şartlar öne sürüyor. Bunun pazarlığını yapıyorlar. Nato'ya hayır diyemeyenler siyasi parti kurmuş Atatürk'ün partisi ile ittifak kurarak şartlar öne sürüyorlar. Tarikat ve cemaatler devlette cirit atıyor. Gençleri ele geçirerek çaresizliklerini sömürüyorlar muhalefet denetleme yapılması gerektiğini söylüyor. Erkek çocuklarına tecavüz ediyorlar, tecavüzün neyini denetleyeceksiniz? Neden tüm tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine son vereceğiz demiyorsunuz? Bu iktidarın yaptıklarının yüzde yüz tersini yapacağız derseniz bile iktidar olursunuz? Esir değilseniz bunu neden söyleyemiyorsunuz? Söyleyemiyorsanız ne diye Türk Milletine hizmet etmeye talip oluyorsunuz? Bu kış günlerinde soğuk havanın yaşattığı hava muhalefeti kadar bile muhalefetiniz ve etkiniz yok. Magazin konusu olmuş bir muhalefet anlayışı bizim geleceğimizi yönetemez. Bu iktidarın sigortası bu muhalefettir. Sandık tümünü siyasetin dışına çıkartarak hepsinin üstüne çökecektir. Hiçbir kamuoyu araştırması doğru değildir. Hepsi parayla algı operasyonları amaçlı sonuç açıklayan işbirliçi yapılardır. Hiçbir güvenilir tarafları yoktur. Onların açıkladıkları sonuçların sandıktan çıkması seçimlerin hileli olduğunu göstermeye yeter. Elli milyon seçmen için beşyüz milyon oy pusulası basılan bir ülkede kimse seçimlerin güvenli yapılmış olduğunu söyleyemez. Mühürsüz oyları geçerli sayan hukuk skandalının hala hesabı sorulmamıştır. Ülkemizi yönetmesi gereken Kuvayi Milliye gücü o sandıktan hile olmazsa iktidar olarak çıkacaktır. Bundan sonra ki süreçte muhalefet milletin ve halkın kendisidir. Siyasi partilerin tümü halkın değil sömürgeci güçlerin politikalarını benimsemektedirler. Halkın sorunlarından uzak hiçbir zihniyete ülkemizin ve milletimizin geleceğini emanet edemeyiz. İktidarı eleştirmek iktidarın tuzağına düşmektir. Muhalefet etmek iktidarı zor durumda bırakacak halk yararına politika üretebilmektir. Muhalefet halk yararına devrim yapmak adına milletin karşısına çıkarsa bu iktidar kaybeder. Aksi takdirde oyuncu değişir oyun değişmez. Emperyalizmin amacı da sürdürülebilir sömürge düzenini devam ettirmektir. Çünkü son yirmi yılda ülkemiz özelleştirme, ithalat, tüketim ve borç ekonomisi ile yarı sömürge edilmiştir. [] Önder KARAÇAY []
·
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.